MaRaLCaN Admin
Üyelik tarihi : 27/03/10
Mesaj Sayısı : 6713
Rep Gücü : 18340
Rep Puani : 218
| Konu: Güneşin İzinde.....SİLİFKE'den ERMENEK'e C.tesi Nis. 02, 2011 8:34 pm | |
| Güneşin yıl boyu sıcak yüzünü esirgemediği Kilikya’nın kalbi Silifke’den, Akdeniz’in Anadolu bozkırlarına açılan kapısı Ermenek’e uzanan sürprizlerle dolu bir yolculuk.
Toroslar’ın eteklerinden Akdeniz’e meraklı bir insan başı gibi uzanan Taşeli Yarımadası’nın sekiz bin yıllık kültür birikimiyle yoğrulmuş toprakları, her adımda sürprizlerle dolu bir yolculuk vaat ediyor. Akdeniz mavisinin üzerinde beyaz bir kuğu gibi uzanan Kızkalesi’nin kapı komşusu Narlıkuyu, Silifke’ye mutfak kapısından adım atmak isteyenler için iyi seçim. Adını, sahilindeki eski bir su kuyusundan alan Narlıkuyu, küçük bir koyun çevresine dizilmiş balık lokantalarıyla ünlü. Konukların sıcak bir ilgiyle karşılandığı restoranlarda balık ve deniz ürünleri bol. Masaya ilkin, közde pişirilip nar ekşisiyle terbiye edilmiş soğan cücüğü gelmesi adetten. Ardından da dağ koruğu salatası, karışık ev turşusu, kişnişli kırık zeytin, köz biber ve köy ekmeği ile masaların donatılması... Taze nane, maydanoz, roka ve dağ otlarından yapılan, sarımsak ve zeytinyağı soslu karışık salata ise damaklara lâyık. Gerçek bir ziyafete dönüşen yemeklerin en güzel tamamlayıcısı ise Türk kahvesi ve sıcak tahin helvası.
KİLİKYA’NIN GİZEMLİ PATİKALARI
Silifke’nin kuzeydoğusundaki kıraç taşlıkların en umulmadık yerlerinde, çarpıcı anıt mezarları keşfetmek hiç zor değil. Canbazlı Köyü’nde bulunan Roma anıt mezarı, tıpkı Demircili Köyü’ndeki çifte mezar gibi iki katlı. Yörede Mezgit Kalesi adıyla anılan, minyatür bir tapınak biçimindeki anıt mezar ise Paslı Köyü yakınlarında yer alıyor. Civardaki dağ köylerinden Uzuncaburç, iki bin yıllık Diokaisareia kenti kalıntılarının ev sahibi. Denizden 8 kilometre uzağa kurulmuş merkeziyle Silifke, konuklarını ilçenin sembolü olan dev bir kınalı keklik heykeliyle karşılıyor. Göksu Nehri’nin ikiye ayırdığı ağaçlıklı bir vadinin her iki yakasına kurulan yerleşim, büyük bölümü kumsallarla kaplı 105 kilometre uzunluğunda bir sahil şeridi ile çevrili.
SİLİFKE’NİN YOĞURDU
80’li yıllara kadar küçük bir kasaba görünümünde olan Silifke, bugün verimli tarım alanları nedeniyle, Mersin’in en kalabalık iki ilçesinden biri. İlk yerleşim izlerinin dört bin yıl öncesine dek uzandığı Silifke, İÖ 3. yüzyılda Büyük İskender’in emriyle kurulmuş. Bizans döneminde ise bir hac merkezi durumuna gelmiş. 185 metre yükseklikteki bir tepe üzerine inşa edilen Silifke Kalesi, ilçeyi kuşbakışı görmek için en iyi nokta. Yörede, türkülere bile konu olan meşhur yoğurdun yanı sıra, közde pavurya hayli revaçta. Silifke Müzesi, tarihi Taş Köprü, Roma Tapınağı, Bizans Su Sarnıcı, Selçuklu eseri Alaaddin Camii, ******’ün dört kez konakladığı ****** Evi, geleneksel mimarinin sembolü Kültür Evi ve otantik yapısıyla Taşhan Çarşısı, bir Silifke gezisinin olmazsa olmaz durakları.
SİLİFKE’NİN İSKELESİ: TAŞUCU
Silifke’nin 8 kilometre güneyindeki geniş bir doğal limanın içine kurulan Taşucu, yüzünü Akdeniz’e dönmüş küçük bir sahil kasabası. Tarih boyunca Silifke’nin iskelesi olarak anılan belde, günümüzde Türkiye’nin Kıbrıs’a açılan en önemli deniz yolu. Balık lokantaları, dükkânlar, otel ve pansiyonların çevrelediği İskele Meydanı’nda, Türkiye’nin en ilginç müzelerinden biri de bulunuyor. Restore edilmiş 200 yıllık kâgir bir balık deposunda hizmet veren müzede, Akdeniz’in derinliklerinden çıkarılmış İÖ 8. ile İS 18. yüzyıl arasına tarihlenen 185 parça amfora ile en eskisi 5 bin yıllık 400’den fazla eser sergileniyor.
BEREKETLİ BİR DELTA: GÖKSU
Tarih tutkunlarının çekim adresi Mylai ören yerinden sonraki durak, Göksu Deltası. Göksu Nehri’nin sürüklediği kumulların milyonlarca yıldır denizi doldurmasıyla oluşan deltanın kıyılarındaki iki büyük lagün gölü, balık ve pavurya deposu. Akdeniz’in en önemli doğal alanlarından biri olan deltada, Türkiye’de yaşayan 450 kuş türünün 330’unu gözlemlemek mümkün. 441 bitki türünün tespit edildiği delta; Caretta caretta deniz kaplumbağaları, Akdeniz fokları, tepeli pelikan, dikkuyruk, şah kartalı, küçük kerkenez ve saz horozu gibi türlerin de yaşam alanı.
TOROSLAR’IN KARTAL YUVASI: MUT
Toroslar’da sek sek oynayan çocuklar gibi Göksu Nehri’nin peşi sıra yükselip alçalarak ilerleyen Silifke-Mut yolunda her açı değişimi, yeni bir fotoğraf karesi. Bir testerenin dişlerini andıran yamaçlar, usta bir heykeltıraş titizliğiyle oyulmuş kaya mezarları, derin kanyonlar, sivri tepeler ve göz alabildiğine kayalık... Mersin’in denize en uzak ilçesi olan Mut, Orta Toroslar’ın doğusundaki en yüksek zirvelerden biri olan 2 bin 260 metre yükseklikteki Kızıldağ’ın eteklerine kurulmuş. Taşucu, Silifke’nin iskelesi, Mut ise yaylası olmuş asırlar boyu. İlk yerleşimin Hititler tarafından kurulduğu ilçe, ünlü halk ozanı Karacaoğlan’ın da memleketi olarak tanınıyor. Bizans döneminde barbar bir kavim olan İsauryalıların vatanı olan Mut Dağları, sırasıyla Selçuklu, Karamanoğlu ve Osmanlı devletlerinin egemenliğine girmiş. Dört yanı sarp dağlarla çevrelenen ilçedeki Mut Kalesi, La’al Paşa Camii ve Davut Paşa Kervansarayı, Karamanoğulları Beyliği’nden miras kalmış. İlçe merkezindeki iki katlı, iç avlulu ve ahşap pervazlı kâgir evler ise 19. yüzyıl başına tarihleniyor. Karacaoğlan ve Karacakız Anıt Mezarları ile Karaekşi Mesire Alanı, yörenin turistik adresleri arasında yer alıyor. Mut’un asıl önemli hazinesi ise Alahan Manastırı. Mut-Karaman yolu üzerinde, bir kartal yuvasını andıran manastır, bin metrelik bir tepeden Göksu Vadisi’ne bakıyor. 5. yüzyılda, sırtını yasladığı dağın sarp yamacına oyularak inşa edilen manastır, çeşitli yapılardan oluşan bir dini kompleks. Arka arkaya sıralanan münzevi mağaraları, bazilika, vaftiz binası, kaya mezarları ve kubbeli kilise sütunlu bir tören yoluyla birbirine bağlanmış. Ücra konumundan ötürü ancak 60’lı yıllarda keşfedilebilen manastır, erken Bizans dönemi taş işçiliğinin zengin detaylarına sahip.
TEKERLEĞİN DÖNMEDİĞİ YER: ERMENEK
Mut’tan itibaren uçurumlarla dalga geçercesine kıvrıla kıvrıla ilerleyen yol; dağ köyleri, elma bahçeleri, metruk konaklar ve unutulmuş antik kentlerin kıyısından geçerek Toroslar’a tırmanıyor. Mut’tan itibaren kilometre başına yaklaşık 10 metre yükselerek, 87. kilometrede Ermenek’e ulaşıyoruz. Antalya ile Mersin arasındaki Taşeli Platosu’nun ortasında yer alan Ermenek, Karaman’ın en güneydeki ilçesi. Bir zamanlar doğal bir kale olarak kullanılan Yumrutepe adındaki bir vadi yamacının içine kurulan ilçe, kayaların arasına sıkışmış en yükseği üç katlı ahşap ve kâgir evleriyle, anneannelerimizin gençliğinde kalan bir Anadolu kasabasını çağrıştırıyor. Coğrafyasının sarplığından ötürü 40 yıl öncesine kadar ‘tekerleğin dönmediği yer’ olarak nitelenen ilçedeki pek çok ev, ahşap direkler yardımıyla kayaların üzerine oturtulmuş. Günümüzde dört yanı asfaltlanıp otomobil trafiğine açılan ilçede, hâlâ 1950 ve 60’lı yıllardan kalma klasik Amerikan cipleri, dört çekerli arazi araçları ve yandan sepetli üç tekerlekli motosikletler görmek şaşırtıcı. Kadınların kapı eşiklerinde kahve sohbeti yaptığı, çocukların top koşturduğu, akide şekeri satan mahalle bakkallarının yok olmadığı dar ve dik sokak araları ise gerçek bir nostalji adresi. Dahası Ermenek; Türkçe’yi resmi dil kabul eden ilk devlet olan Karamanoğulları Beyliği’nin en eski başkenti…
Karamanoğlulları Beyliği’nin en güzel eserlerine ev sahipliği yapan ilçede Rüstem Paşa, Sipas ve Ulu Camiler ile Tol Medrese, Görmel Köprüsü ve Karamanoğlu Mehmet Bey Türbesi’ni ziyaret ederek Ermenek turuna başlayabilirsiniz. Ardından, Ermenek’in ünlü bağlarında gezinmeye ne dersiniz? Kim bilir, belki de yüz yıllık bağ evlerinden birine konuk olabilir ya da dev kazanlarda üzüm helvası ve bandırma pişirilmesine tanıklık edebilirsiniz! Beş bin yıllık tarihi geçmişe sahip ilçede, ilk Hıristiyan kavimlerinin sığındığı sayısız münzevi mağarası keşfedilmeyi bekliyor. Ama siz siz olun, dağların ortasında yemyeşil bir vahayı andıran Tekeçatı Vadisi’nde uzun bir yürüyüş yapmadan, Yumrutepe’den Taşeli Platosu’nun uçsuz bucaksız vadilerini izlemeden ve Ermenek’in yalçın dağlarını kızıla boyayarak batan güneşi izlemeden buralardan ayrılmayın…
| This image has been resized. Click this bar to view the full image. The original image is sized 800x717. |
| This image has been resized. Click this bar to view the full image. The original image is sized 800x1205. |
| This image has been resized. Click this bar to view the full image. The original image is sized 800x531. |
| This image has been resized. Click this bar to view the full image. The original image is sized 800x533. |
| This image has been resized. Click this bar to view the full image. The original image is sized 800x533. |
| This image has been resized. Click this bar to view the full image. The original image is sized 800x526. |
| This image has been resized. Click this bar to view the full image. The original image is sized 800x529. |
| This image has been resized. Click this bar to view the full image. The original image is sized 800x532. |
| This image has been resized. Click this bar to view the full image. The original image is sized 800x529. |
| This image has been resized. Click this bar to view the full image. The original image is sized 800x537. |
| This image has been resized. Click this bar to view the full image. The original image is sized 800x534. |
| This image has been resized. Click this bar to view the full image. The original image is sized 800x532. |
..alıntı.. | |
|