Psikolojik derinlik kavramı’ psikolojiyle ilgilenenlerin önemseyerek direkt olarak vurguladığı ve hatta/sanki daha ileriye giderek bunun ne anlama geldiğine yönelik çalışma yapmadıkları bir alan gibi durmaktadır. Böyle olmasının nedeni her ne kadar tartışılmaya açık olsa da psikolojinin bilimselliğinden ziyade ruhsal yanına odaklanmış olmasından kaynaklandığını düşündürüyor…İnternet ortamında arama motoruna ‘psikolojik derinlik’ yazıp aradığınızda ilk kayıt olarak karşınıza ‘derinlik psikolojisi’ kavramı çıkar ve tanımında; bilinç dışını inceleyen ruh bilimine Sigmund Freud'un verdiği isim denilerek tarifi yapılır.(2) Psikoloji ruhu incelemiyorsa bu durum nasıl bir ruh bilimi olur? Acaba derinlik psikolojisi psikolojik derinlik kavramını açıklamaya yeter mi? İkisi aynı anlamı taşıyor mu yoksa farklı şeyler mi?Metafiziğe olan yakınlığıİlk etapta incelendiğinde aynı gibi gözükseler de aynı anlamı ifade ettiklerini söylemek maalesef mümkün değildir. Diğer yandan ‘psikolojik derinliği’ sadece bilinç dışını inceleyen bir bilim olarak açıklamak ne derece doğrudur? Metafizik konulardan esinlenip hatta bu alanda kendilerini metafizik uzmanı! ilan edenlerin bu konulara ciddi abartılı bir şekilde tutkunluk duyanların yaşadıklarını sandıkları ruhsal derinlikle bunun bir alakası olabilir mi?Metafiziğin genel yaklaşımı ile ruh hallerinin birçok sıra dışı düşünce ve duygulanım durumlarının yorumlanışı birbirlerine benzerdir…Felsefi doktrinlerin arka planı kimi zaman reddetseler de metafizik gerçekliğe derin bir bağlılık içindedir…Bu bağlamda öncelikle derinlik psikolojisi kavramı tanımlanmalı sonra popüler olarak kullanıldığı şekliyle psikolojik derinliğin ne anlama geldiği açıklanmalıdır. Zira her ikisi de kimi zaman aynı anlamları ifade etmekten çoğu kez uzaktırlar…Derinlik psikolojisi: PsikanalizPsikanaliz için farklı tanımlamalar yapmak mümkündür.Bir kaynakta psikanalizin ortaya çıkış amacı şu şekilde açıklanıyor.“Psikanaliz kişinin egosu tarafından kabul edilemez bulunarak zihnin bilinçdışı bölümüne bastırılmış ancak gücünü tümüyle yitirmeyerek bulunduğu yerden bilince çıkmaya yeltenen düşünce içeriğini bilinç sahasına çıkarmayı hedefliyordu.”“Bu ekole derinlik psikolojisi dendiği gibi ruhsal çözümleme adı da verilmektedir. Freud bilinçaltını insanın özü olarak kabul eder. Ona göre bilinçaltı bilinci küçük daire gibi içine alan büyük bir daireye benzer. Alışkanlıklarımızın eğilimlerimizin hatıralarımızın büyük bir kısmı burada bulunur. Bilinçaltı bilinç tarafından bilinmeyen ruh özellikleri kapsar. Onları denetler ve yönlendirir….Freud’un araştırmalarının ortaya koyduğu sonuçlar önemlidir…-Önceleri yaşadığımız fakat çeşitli nedenlerle unutmak istediğimiz başka deyişle bilinçaltına ittiğimiz duygu ve düşünceler bizleri büyük ölçüde etkiler bazen de hastalanmamıza neden olur. Bunların çoğunun farkında bile değilizdir. Farkında olduklarımız elbette vardır. Farkında olalım veya olmayalım tüm bu itilmiş bastırılmış örselenmiş veya daha farklı şekillerde doğallıklarını kaybetmiş duygu ve düşünceler hastalıkların altta yatan sebepleri arasında yer alırlar…-Hipnoz ve telkin yolu ile bilinçaltına itilen duygu ve düşünceler bilinçli hale gelince yani hastalığa neden olan psikolojik belirti ortaya çıkınca hasta iyileşir. İyileşme sürecinin hızlı ve kesin olması bilinç altının gücünden kaynaklanır. Korkularımız tutkularımız karakter çatışmalarımız üslup farklılıklarımız duygularımızın kimyası heyecan yorgunluklarımız birden bire son bulabilir veya diğer bir ifadeyle büyük bir değişim/dönüşüme uğrayabilir…Freud insanın cinsiyet hayatı ile alın yazısı arasında çok sıkı bir ilişki olduğu kanısındadır. Freud’dan sonra psikanalizi Adler ile Jung temsil etmişlerdir…