Şu anda ne yaptığımı bilmiyorum. Evet klavye önümde bir şeyler yazıyorum. Ama ne yazdığımı düşünmüyorum bile. Klavye, bazı sesler çıkartıyor, odaya ses veriyorlar. Çünkü sessizlik fark etmektir bir şeyleri, henüz neresinde bulunduğunu bilmediğin hayatında.
Sanırım ((
Zaten umut yoktu… Zaten gülmelerimin ardında hep gözyaşı vardı. Sen bakma boşver; kendi mutluluğunun peşinden git… Ardına dönüp bakmanı gerektirecek bir şey olmadı zaten. Bir heyecan yaşadın varsay… Bir rüyadan uyandın. Sabah oldu artık. Hayat devam ediyor. Uyan artık…
Sen nereye gideceğimi kestiremediğimsin. sen, sen, ama sen...
Çaresiz başım delibaşım… Bile bile aldı göze bu acıyı… Ben çekerim bu acıyı sen merak etme dercesine…
Bir vardın bir yoktun…Gelişinle verdiğin heyecanı, acının akıttığı gözyaşlarıyla geri aldın… Boynumu bükük bıraktın. Ellerimi boş bıraktın. Hayallerimi yok ettin.
Sen emeğimdin, hayata yeniden tutunma nedenimdin. Bu şansı çok gördün bana… Çok gördün
Gitmek zorunda mısın.
Geç buldum çabuk kaybettim seni…
Seni üzgün görmek istemem… Madem bunu uygun gördün, madem mutlu olacaksın… Git o zaman mutluluğu bulmanı diliyorum.
Biliyorum, konuşacak bir şeyimiz kalmadı, paylaşacak hiçbir şeyimiz yok ortada. Yine de yüreğimden, gücümün yettiği yere kadar sana sesleniyorum, seninle konuşuyorum.
Bugün sana olan kırgınlığımı rafa kaldırdım, sevgimi aldım avuçlarımın arasına, ona sığınıyorum.
Cümlelerimi kısalttım, kelimelerim buruk, gülüşlerim sanki istenmeyen evlat dudaklarımda.
Bir ihtimal gelişine sığındığımı fark ettiysem de, engel olmadım gurursuz ama umutlu ve sabırlı hasretine.
Anlık hayaller anlık mutluluklara gebe kalıyor..bugün gönlümü hoş tutmak istiyorum...imkansız olan her rüyaya inanasım geliyor.
Bir çocuk gibi, isteklerimi bastıramıyorum.
Çalmayan telefonuma elim gidiyor, sana hala bende olduğunu ısrarla yazmaya çalışıyorum.
Bende olan seni hiç kırmadım, değiştirmedim ve hep korudum desem de, sendeki benin nasıl olduğunu, gülüp gülmediğini, anlamsız bir sıkıntıyla merak ediyorum.
İçimdeki güzelliğine inanıp inanmamanı artık umursamıyorum..!
Üşüyorum, bu üşüme yalnızlığımdan geliyor ve sarıyor her tarafımı.
Tutunabileceğim hiçbir güzellik yok, hatırlamaktan usanmayacağım anılarım dışında. Isınabilmek için onlara sarılıyorum. Anlamsız ve cevapsız sorular hınzırca sırıtıyor, ben görmemeye çalışıyorum.
Düşler uzak gibi görünüyordu ama yakındı. Belki de görmeyi istemek gerekiyordu.
Kendime bir demet papatya aldım ama bakmadım falıma.
Gözlerimi gelişlere verdim, gözlerimdeki hüzün bile seni özlemiş, kafayı bulunca itiraf etti sonunda.
Düşüncelerim gururlu, hayallerim ve sevdam değil. Gelseydin; kendimi unutup sana akacaktım, susturacaktım içindeki isyanı, kavgaların ortasında bir güneş gibi doğup ısıtacaktım yüreğini, sevinçten ağlayacaktım bu defa, mutluyken hemen sarhoş oluşum gibi, dokunacaktım, kusacaktım birikmişliğimi, hasretimi ama gelmedin, gelmezdin, gelmeye hiç de niyetin yoktu aslında. Kendimi kandırdığımı anladığımda, ağlıyordum...
Dayayınca sırtını göğsüme,
Dünya ya kafa tutacak gücü almalıydın
Yaklaştır bak kulağını yüreğime,
Duyacaksın oradan seni seviyorum haykırışımı.
Yaşamalıydın benimle beraber yaşanılacak her anı.
alinti