Namazýn önemi

Konu: Namazýn önemi C.tesi Şub. 11, 2012 8:14 am

Namazýn önemi

Namazýn dindeki yeri nedir?

CEVAP

Namazýn önemi çok büyüktür. Hadis-i þeriflerde buyuruldu ki:

(Namazýn dindeki yeri, baþýn vücuttaki yeri gibidir.) [Taberani]

(Kýyamette kulun ilk sorguya çekileceði ibadet, namazdýr. Namazý düzgün ise, diðer amelleri kabul edilir. Namazý düzgün deðilse, hiçbir ameli kabul edilmez.) [Taberani]

(Namazý doðru kýlanýn, aðaçtan yapraklarýn döküldüðü gibi günahlarý dökülür.) [Ý.Ahmed]

(Allah buyuruyor ki, "söz veriyorum ki, namazlarýný vaktinde, doðru olarak kýlana azap etmem, onu sorgu-suale çekmeden Cennete koyarým") [Hakim]

(Her peygamberin ümmetine son nefeste vasiyeti namazdýr.) [Gunye]

Namaz kýlmak böyle büyük bir ibadet olduðu için terk edilmesi de çok büyük günahtýr. Hanbelide namazý terk eden küfre düþtüðü için, Þafii ve Malikide büyük günah iþlediði için ceza olarak katli gerektiði fýkýh kitaplarýnda yazýlýdýr. Hadis-i þeriflerde buyuruldu ki:

(Namaz dinin direðidir, terk eden dinini yýkmýþ olur.) [Beyheki]

(Namaz kýlan, Kýyamette kurtulacak, kýlmayan periþan olur.) [Taberani]

(Namaz kýlmayan, Kýyamette, Allahü teâlâyý kýzgýn olarak bulur.) [Bezzar]

(Namazý kasten býrakanýn ibadetleri kabul olmaz ve namaza baþlayana kadar Allahü teâlânýn himayesinden uzak kalýr.) [Ebu Nuaym]

Namaz, çok önemli bir ibadet olduðu için, namaz kýlmayanýn imanla ölmesi çok zayýf bir ihtimaldir. Namaz kýlmayanýn kalbi kararýr, diðer günahlarý iþlemekten çekinmez.

Ýmam-ý Rabbani hazretleri buyuruyor ki:

(Namaz kýlmak ve diðer ibadetleri yapmak ancak müminlere kolay gelir. Kur'an-ý kerimde, (Ýman ve ibadet etmek, müþriklere güç gelir) ve (Namaz kýlmak müminlere kolay gelir) buyurulmaktadýr. Namaz kýlmamak, iman zayýflýðýndan ileri gelir. Ýmanýn kuvvetli olmasýnýn alameti, dinimizin emirlerine severek kolaylýkla uymaktýr.) [C.1.m.191, 289]

Namaz kýlmamanýn ne kadar büyük günah olduðunu bilen, ayakta duramayacak kadar hasta olsa bile, mutlaka namaz kýlar. Ateþin yaktýðýný bilen kimse, kendini nasýl ateþe atar? Cehennemden kaçan, Cenneti isteyen namaz kýlmaz mý? Hadis-i þerifte, (Cenneti isteyip de, Allahýn yasakladýklarýndan kaçýnmayan, isteðinde yalancýdýr) ve (Cenneti isteyen, hayýrlý iþlere koþar, Cehennemden korkan, haramlardan kaçar) buyuruluyor. (Beyheki)

Tadil-i erkana riayet etmek vaciptir. Namazýn vaciplerinden biri bilerek terk edilirse, o namazý tekrar kýlmak vacip olur. Hadis-i þeriflerde buyuruluyor ki:

(Hýrsýzlarýn en büyüðü, namazýndan çalandýr. Yani namazýn erkanýna riayet etmez, rüku ve secdelerini hakkiyle yerine getirmez.) [Vesilet-ün Necat]

(Herkesin namazýnda, kalbin hazýr olduðu kýsýmlar yazýlýr. Kalbin hazýr olmadýðý namaza, Allahü teâlâ nazar etmez.) [Vesilet-ün Necat]

Cemaatle namaz kýlmak erkeklere Sünnet-i hüdadýr. Yani dinimizin þiarý, alameti olan sünnettir. Özürsüz terk etmek asla caiz deðildir. Bilhassa yatsý ve sabah namazýný cemaatle kýlmak çok önemlidir. Hadis-i þeriflerde buyuruldu ki:

(Yatsý namazýný cemaatle kýlan, gecenin yarýsýný, sabahý da cemaatle kýlan, gecenin tamamýný ibadetle geçirmiþ sayýlýr.) [Müslim]

(Münafýklara en aðýr gelen namaz, yatsý ile sabah namazýný cemaatle kýlmaktýr. Bunlardaki ecri bilen, sürünerek de olsa, cemaate gelir.) [Buhari]

Bir vaazda, müslümanlýðýn sadece yatýp kalkmak olmadýðý, namazdan baþka yapýlacak çok iþler de olduðu bildirildi. Namaz için böyle demek uygun mu?

CEVAP

Kelam, mantýk ve matematiðe dair eserleri de olan Sarý Lütfi veya Deli Lütfi denilen Tokatlý Molla Lütfi, þer’i ilimleri Hýzýr Çelebininoðlu Sinan Paþadan tahsil etmiþtir. Bir dersinde (Bizim kýldýðýmýz namaz, faydasýz eðilip doðrulmaktýr) demiþ. Namazý önemsiz gördüðü için Hatibzade Muhyiddin efendinin verdiði fetvaya istinaden muhakeme olunup Sultanahmed meydanýnda idam olunmuþtur. (1495)

Kur'an-ý kerimde mealen (Namaz, münker ve fahþadan [edepsizlikten, akla ve dine uymayan her türlü kötülükten] alýkor) buyuruldu. (Ankebut 45)

Bir genç, namaz kýlar ve her türlü kötülüðü de yapardý. Bu gencin durumunu Resulullaha bildirdiler. Peygamber efendimiz, (Bir gün gelir namaz, onu diðer günahlarý iþlemekten alýkor) buyurdu. Aradan çok zaman geçmedi. O genç günahlarýna tevbe etti, iyi hâl sahibi oldu. Bu bakýmdan namazý doðru kýlmalýdýr!

Demek ki, namaz kýlan bütün kötülüklerden uzak kalýyor. Yani insan namazý doðru kýlarsa, dine tam uymuþ olur. Dine tam uyan da, hiç bir kötülüðü iþlemez, ayrýca dinimizin emrettiði iyi iþleri yapmaya çalýþýr. Namaz gibi çok önemli bir ibadet için yatýp kalkmak tabiri kullanýlmamalýdýr!

En faziletli ibadet

Ýbadetler içinde en faziletlisi hangisidir?
CEVAP

Ýbadetler içinde en faziletlisi namazdýr. Hadis-i þeriflerde buyuruldu ki:
(Namaz, Allahü teâlânýn hoþnut olduðu bütün amellerin en faziletlisidir. Rýzkýn bereketi, duanýn kabulüdür. Kabirde ýþýktýr. Sýratý yýldýrým gibi geçiricidir. Cennette baþa taçtýr. Ýmanýn baþý, gözün nuru ve Cehennemden kurtarýcýdýr.) [Miftâh-ul-Cennet]
(Cennetin anahtarý namazdýr.) [Darimi]

(En faziletli amel, vaktinde kýlýnan namazdýr.) [Ebu Davud]
(Ýman, namaz demektir. Namaz için kalbini hazýrlar ve namazý itina ile, vaktine, sünnetine ve diðer þartlarýna riayet ederek kýlan, mümindir.) [Ýbni Neccar]

(Namazýn farz olduðuna inanýp, eksiksiz kýlan, Cennete gider) [Hakim]

(Kýyamette kulun ilk sorguya çekileceði ibadet, namazdýr. Namaz düzgünse, diðer amelleri kabul edilir. Namaz düzgün deðilse, hiçbiri kabul edilmez.) [Taberani]

(Kýyamette, namaz kýlan kurtulur, kýlmayan periþan olur.) [Taberani]

(Allah, 5 vakit namazý farz kýldý, eksiksiz edâ edeni Cennete koyacaðýna söz verdi. Namaz kýlmayana verilmiþ bir sözü yoktur, buna dilerse azap eder, dilerse Cennete koyar.) [E.Davud]
(Ümmetimin fesâdý zamanýnda sünnetime yapýþan, [yani Ehl-i sünnet olan] ve beþ vakit namazý cemaatle kýlanýn amel defterine her gün yüz þehid sevabý yazýlýr.) [Ý.Nâsiruddin]

(Müslüman, namaz kýlarken günahlarý baþý üzerine konur. Her secde ettiðinde baþýndan dökülür. Namazý bitirince hiç bir günahý kalmaz.) [Taberani]
(Mümin, Allah rýzâsý için namaz kýlýnca, aðaçtan yapraklarýn döküldüðü gibi, günahlarý dökülür.) [Ý.Ahmed]
(Her namaz vakti gelince, melekler, "Ey insanlar, günahlarýnýz sebebiyle hâsýl olan ateþi namaz kýlarak söndürün" derler.) [Taberani]

Namaz kýlmak böyle büyük bir ibadet olduðu için terk edilmesi de çok büyük günahtýr. Hadis-i þeriflerde buyuruldu ki:

(Kasden [mazeretsiz] namaz kýlmayanýn diðer amellerini Allahü teâlâ kabul etmez. Tevbe edinceye kadar da Allahýn himâyesinden uzak olur.) [Ýsfehani]
(Namaz kýlmayan, kýyamette Allahü teâlâyý kýzgýn olarak bulur.) [Bezzar]
(Kim namazý bile bile býrakýrsa Allahü teâlâ onun ibadetlerini faydasýz kýlar ve namaza baþlayýncaya kadar, himâyesinden uzak tutar.) [Ebu Nuaym]
(Beþ vakit namazý terk eden, Allahýn hýfz ve emânýndan mahrum olur.) [Ýbni Mâce]

(Namaz dinin direðidir, terk eden dinini yýkmýþ olur.) [Beyheki]
(Namaz kýlmayanýn Müslümanlýðý, abdest almayanýn namazý yoktur.) [Bezzar]
(Ýmân ile küfür arasýndaki fark, namazý kýlýp kýlmamaktýr.) [Tirmizi]

Bu hadis-i þerifleri, Ehl-i sünnet âlimleri þöyle açýklamýþlardýr:
Dinimizde en büyük günahý iþleyen kâfir olmaz. Bunun için, tembellikle namaz kýlmayana kâfir denmez. Fakat namaz, çok önemli bir ibadet olduðu için, namaz kýlmayanýn imanla ölmesi çok zayýf bir ihtimaldir. Namaz kýlmayanýn kalbi kararýr, diðer günahlarý iþlemekten çekinmez. Bazý âlimler, namaz kýlmayanýn kâfir olacaðýný bildirmiþtir. Bu bakýmdan her ne þart altýnda olursa olsun, muhakkak namazý kýlmalýdýr!

Vazife elbette mukaddestir

Bir arkadaþ, (Ben namaz kýlmam ama, fakirlere yardým ederim, hayvanlara acýrým. Bunlar da ibadettir. Sadece namaz kýlmakla olmaz. Vazife mukaddestir. Önce iþ, sonra namaz) diyor. Namaz kýlmayanýn yaptýðý iyi iþler kabul olur mu?
CEVAP

(Sadece namazla olmaz) demek, namazý hafife almak olur. Namaz sanki iman gibidir. Nasýl ki, imaný olmayanýn hiçbir ibadetine, iyiliðine sevap verilmiyorsa, namaz kýlmayanýn da hiçbir ibadetine sevap verilmez.
Peygamber efendimiz buyuruyor ki:
(Kýyamet günü kulun ilk sorguya çekileceði ibadet namazdýr. Namaz düzgün ise, diðer amelleri kabul edilir. Namaz düzgün deðilse, hiçbir ameli kabul edilmez.) [Taberani]
(Namaz kýlmayanýn ibadetleri kabul olmaz.) [Ebu Nuaym]
(Namazýn dindeki yeri, baþýn vücuttaki yeri gibidir.) [Taberani]
(Namaz dinin direðidir, namazý terk eden dinini yýkmýþ olur.) [Beyheki]

(Vazife mukaddestir. Önce iþ, sonra namaz) diyerek namaz kýldýrmamak doðru deðildir. Namaz kýlmakla iþverenin hakký geçmiþ olmaz. Yani iþverenin namaza mani olma hakký olmaz. Vazife ne demektir? Vazife, âmir tarafýndan emredileni yapmak, yasak edileni yapmamak demektir. Birkaç âmirin verdiði emir, birbirine benzemiyorsa, daha üstün olan âmirin emri yapýlýr. Memuriyette ve askerlikte de, birinci vazife büyük âmirin emrini yapmaktýr. En büyük âmir kimdir? Vazife elbette mukaddestir. Çünkü hadis-i þerifte, (Ýnsanlarýn en iyisi, insanlara faydalý olandýr) buyuruldu. (Kudai)

Ýnsanlara ne yapýlýrsa faydalý olacaðýný da, en büyük âmir olan Allahü teâlâ bildirmiþtir. Birinci vazife, en büyük âmirin emrini yapmak olduðuna göre, en büyük âmir ne diyor? (Ýmandan sonra en büyük vazife namaz kýlmaktýr) buyuruyor. Namaz kýlmayanýn ibadetleri, iyi iþleri kabul olmadýðý gibi, kazancý da bereketsiz olur.

Namaz kýlmak, iþi aksatmaz. Hatta namaz kýlan, iþini daha canla baþla yapmaya gayret eder. Namaz kýlan, kul hakkýndan, haramdan korkar, vazifesini ihmal etmez. (Namaz kýlmaya vaktim yok) demek veya baþka bahâne uydurmak, beynamaz mazeretidir, namazýn önemini bilmemektir. Hadis-i þerifte, (Bir kimse, namazýný kasten, mazeretsiz kýlmazsa, Allahü teâlâ onun diðer ibadetlerini faydasýz kýlar) buyuruldu. (Ý.Gazâli)

Allahü teâlâ, namaz kýlmayanýn iyiliklerine sevap vermez. (Sefer-i âhiret)

Konu: Geri: Namazýn önemi C.tesi Şub. 11, 2012 8:15 am

Kasýtlý ve kasýtsýz yapmak ayný þey mi?
Bazý cahiller; bir namazý, uyuyarak, unutarak veya meþru bir mazeretle kazaya býrakmakla, tembellikle veya kasten terk etmeyi ayný kefeye koyuyorlar. Kasýtlý ve kasýtsýz yapmak hakkýnda bilgi verir misiniz?

CEVAP

Namazý kasten terk etmekle, meþru bir özürle terk etmenin cezasý ve kazasý ayný deðildir. Sadece namaz deðil, her iþi, kasýtlý veya kasýtsýz yapmak arasýnda çok fark vardýr. Kasýtlý ve kasýtsýz yapmak konusunda Kur’an-ý kerimden ve hadis-i þeriflerden örnekler verelim:

Bir iþi kasten yapmak, taammüden, planlayarak, isteyerek yapmak demektir. Dinimizde adam öldürmek en büyük günahlardandýr. Bunu taammüden, yani planlayarak öldürmek daha þiddetlidir. Bekara suresinin 178. âyet-i kerimesinde, kasten adam öldürenin, mahkemece, ayný cezaya çarptýrýlmasý bildirilmektedir. Bir mümini öldürmek büyük günah olduðu gibi, mümini mümin olduðu için öldürmek daha büyük günahtýr. Bu konuda Kur’an-ý kerimde mealen buyuruluyor ki: (Bir mümini [mümin olduðu için] kasten öldürenin cezasý, cehennemde sonsuz kalmaktýr.) [Nisa 93]

Fakat bir mümini kasten deðil de, yanlýþlýkla, kasýtsýz öldürürse, cezasý hafiftir. Varsa bir köle azat eder ve diyet verir. Kur’an-ý kerimde mealen buyuruluyor ki:

(Bir mümini yanlýþlýkla öldürenin, bir mümin köleyi azat etmesi ve öldürülenin ailesi baðýþlamadýkça, diyet ödemesi gerekir.) [Nisa 92]

Bir insan doðru zannederek yalan yere yemin edebilir. Bunu kasýtlý yapmadýðý için günah olmaz. Fakat bir þeyi yapmayacaðým diye yemin edip de, yaparsa yemin kefareti ödemesi gerekir. Bu konuda Kur’an-ý kerimde mealen buyuruluyor ki: (Allah, kasýtsýz yeminlerinizden dolayý sizi sorumlu tutmaz. Ama kasýtlý yeminlerinizden dolayý sizi sorumlu tutar.) [Bekara 225]

Hadis-i þeriflerden de birkaç örnek verelim. Besmelesiz kesilen hayvan yenmez. Ama besmele unutulmuþsa yenir. Bir hadis-i þerifte buyuruluyor ki: (Besmele unutularak kesilen hayvan helaldir, Besmeleyi kasten terk etmedikçe tutulan av da yenir.) [Abd bin Hamid]

Ramazan orucunu kasten bozmanýn cezasý, kefareti aðýrdýr. Ama unutarak yiyip içmenin cezasý yoktur. Bir hadis-i þerifte buyuruluyor ki:

(Oruçlu, unutarak bir þey yiyip içerse, kaza gerekmez.) [Dâre Kutni]

Kasten hadis uydurmanýn cezasý da büyüktür. Bir hadis-i þerifte buyuruluyor ki: (Kasten bana izafeten yalan söyleyen [hadis uyduran] cehennemdeki yerine hazýrlansýn.) [Buhari]

Kasýtlý ve kasýtsýz yapmakla ilgili fýkýhta çok konu vardýr. Mesela Ýbni Âbidin hazretleri diyor ki, (Özürsüz, çocuk almak haramdýr. Ananýn veya süt emen diðer çocuðun ölümüne sebep olan bir özür varsa, uzuvlarý teþekkül etmeden almak caiz olur.)

Namazý kasten kýlmamak çok büyük günahtýr. Hadis-i þeriflerde buyuruluyor ki:

(Namazý kasten terk eden, Allahýn zimmetinden [korumasýndan] çýkar.) [Ý. Ahmed]

(Namazý kasten kýlmayanýn diðer amellerini Allahü teâlâ kabul etmez.) [Ýsfehani]

(Namazý kasten terk eden kâfir olur.) [Taberani]

Bu kadar önemli bir ibadeti kasten terk etmekle, uyuyarak, unutarak kýlmamak arasýnda çok fark vardýr, mukayese bile kabul etmez, ikisi ayný kefeye konamaz. Uyumak, unutmak veya baþka meþru bir mazeretle kazaya kalan namaz varken, sünnet veya nafile namaz kýlmakta mahzur yoktur. Ama kasten terk edilmiþ namazlarý varken, bunlarý kaza etmeden nafile kýlamaz.

Namaz kýlmamanýn zararý

Namaz kýlmamanýn zararý nedir?
CEVAP

Seyyid Abdülhakim Arvâsi hazretleri, Sefer-i Âhiret risâlesinde buyuruyor ki:

Namaz kýlmayan, namaz kýlmamakla bütün müminlere zulmetmiþ bulunuyor. Zira her namazda (Esselamü aleynâ ve alâ ibâdillâhissâlihin) demekle bütün müminlere dua ediliyor. Her gün beþ vakit namazda yirmi defa tekrar olunan bu duadan müslümanlarý mahrum býrakýyor. Yani haklarý olan bu duayý terk ediyor. Kýyamet gününde bütün müminler bu haklarýný namaz kýlmayanlardan alacaktýr. Namaza gevþeklik gösterenler, namazý önemsemeyip hafif tutanlar birçok cezaya uðrarlar:

Ömründen hayýr ve menfaat görmez. Çeþitli hastalýklar, çeþit çeþit aþaðýlýklar, hakaretler ve zilletler içerisinde hayat sürer. Kimseden saygý görmediði gibi, çeþitli mahrumiyet ve zaruretlere mübtelâ olur. Sýhhatinden hayýr ve menfaat görmez. Genel olarak kötü yerlerde bulunan kimseler, namazýna devam etmeyenler veya namazýnda gevþeklik gösterenlerdir. Bu gibi yerlerde, ekseriya namazý terk edenler, namaza gevþeklik gösterenler görülür. Bunun gibi, zahmetli, yorucu ve aðýr iþlerde çalýþanlar da çoðunlukla yine namaz kýlmayanlardýr. Namazý doðru kýlanlar, salihlerin yanýnda hürmet ve haysiyet ve itibar sahibidir. Bu gibiler, arkadaþlarý ve akrabalarý arasýnda seçilmiþ ve saygýlýdýr. Aþaðý, çirkin, süfli ve ezici iþlerde çalýþanlar genellikle namaz kýlmayan veya namaza gevþeklik gösterenlerdir.

Cenâb-ý Hakkýn hizmetinde bulunmaya yarar kimselerin simâlarýnda, kendi yaradýlýþlarýndaki, güzellik ve cemâlden ayrý olarak bir baþka güzellik ve cemâl vardýr ki, namaza gevþek davrananlar her ne kadar güzellenme ve süslenme sebeplerine baþvursalar da, her gün defalarca hamama girip çýksalar da, türlü türlü, çeþit çeþit ve yeni elbiseler giyseler de, yine bu güzellik ve cemâle kavuþamaz ve bu simaya bürünemezler. Her çeþit güzel kokular sürünseler de, kendilerinde hasýl olan yahudi kokusuna benzer kokuyu hissedebilenlerden gizleyemezler. Bu kokuyu duyanlar vardýr. Nitekim yahudiler, yahudiliðe mahsus olan kokudan, Ýslama gelip Ýslam dininde karar kýlmadýkça kurtulamayacaklarý gibi, namazý terk edenler de, namaza devam ve þartlarýna riayet etmedikçe kurtulamazlar.

Simâ-i sâlihin ancak namaza devam edenlerde bulunur. Bunu anlayanlar vardýr. Hattâ bu iþin ehli olanlar, geçirilen namazýn hangi vaktin namazý olduðunu da bilebilirler.

Namaza devam edenler, uzun zaman hamama gitmeseler de, yýkanmasalar da, bunun gibi hayli zaman çamaþýr deðiþtirmeseler de, vücutlarý, elbise ve çamaþýrlarý pis kokmaz. Namazý terk edenler, aksine sýk sýk hamama gitseler de ve çamaþýr deðiþtirseler de, o nezafet, o tarâvet ve o zarafete sahip olamazlar.

Günde defalarca sadaka verse, birçok yetim sevindirse, yedirse, giydirse, günlerce Kur’ân-ý kerim hatmetse, birçok kere hacca gitse, buna benzer ibadet, tâat ve iyilikler yapsa, Cenâb-ý Hak ona zerre kadar bir sevap vermez. Bütün amelleri boþtur.

Allahü teâlâ, o vakitleri namaza mahsus kýldýðýndan bu vakitleri namazda geçirmeleri elbette lazýmdýr. Bu vakitleri Allahü teâlânýn tayin ettiði þekilden düzenden çýkarmak zulmünde bulunduklarý için namazý terk edenlerin her iþinden, dünyevi ve uhrevi yaptýklarýndan iyilik, hayýr ve bereket kalkar.

Yâ Rabbi diyen kuluna, Allahü teâlâ, (Lebbeyk = söyle yapýlsýn) buyuruyor. Namaz kýlmayan kimseye, böyle söylemez. Onun duasý kabul olunacak makama getirilmez. Yani bir engel çýkar da geri býrakýlýr. Kabul olunacak yere ulaþamaz. Týpký dünya iþinde, dilekçe yazanýn, dilekçesinin bir yerde takýlýp yerine ulaþamamasý gibi.

Sâlihler, Allahü teâlâya yâr olanlar namaz kýlanlardýr. Ancak bunlar hayýr ve berekete ve rahmete vesile olurlar. Namazda, Âdem aleyhisselamýn yaratýlmasýndan yeryüzünde bir tek mümin kalýncaya kadar, bütün müminlerin ve dolayýsiyle bütün mahlukatýn da haklarý vardýr. Namaz terk edilince, Hakkýn rahmeti, örtülü kalýr. Rahmetin gelmesine deðil kesilmesine sebep olduðundan bütün mahlukat namazý terk edene buðz ve düþmanlýk eder.

Müslümanlarýn dualarýnýn bereketinden mahrum kalýr. Yani hisse, pay alamaz. Ölse, mezarý yanýndan geçen bir müslümanýn okuduðu Fatihadan gerektiði kadar faydalanamaz. Allahü teâlâ böylelerini, uluhiyet makamýnda özel hizmet sayýlan namaza almadýðýndan, Hakka hizmetten kovulmuþ ve bu hizmet için verilecek olan faydalardan mahrum kalmýþtýr.

Namaz kýlmayan, görünüþü bozuk bir surette ve rahatsýz olarak yataða düþer. Üstünü baþýný, yorganýný, karyolasýný ve diðer þeylerini pisleterek berbat eder. Öyle olur ki, en yakýnlarý olan çocuklarý ve hanýmý, anasý ve babasý da ölümünden nefret eder. Beklenilen hürmet ve riâyeti gösteremezler. Dünyalýk olarak çok büyük mesela padiþah da olsa, yine ölüm zamanýnda þu veya bu þekilde ikrah olunur bir suret ve þekilde vefat eder ki, bütün etrafý ve yakýnlarý ondan nefret ederler.

Namaz kýlmayanýn ölümünde; gözlerinde korku alâmetleri, telaþ ve hüzün eserleri, gözünü göðe dikme iþaretleri görünür. Gözlerinin rengi deðiþir. Yukarýya veya aþaðýya doðru dikilir ki, bakmak mümkün deðildir. Burun delikleri kurur. Kuþ tüyü yataklarda, muhteþem karyolalarda, süslü odalarda ve saraylarda binbir ihtiþam ve çeþitli debdebe içerisinde bulunsa da, yine zelil ve aþaðý olur. Gittikçe zillete, alçalmaya doðru yol alýr. Çünkü izzet, ancak Allahü teâlâya, Muhammed aleyhisselama ve müminlere mahsustur. Hz.Ömer bunun için: “Biz zelil bir kavim idik. Allahü teâlâ bizi Ýslam dini ile aziz eyledi. Eðer izzet ve þerefi, Allahü teâlânýn bizi aziz ettiðinden baþka yerde ararsak, eskisinden daha zelil ve aþaðý oluruz” buyurdu.

Namaz kýlmamakla iman zayýflar. Namazý kýlmayanlarýn imanlarý zayýf olduðundan, ne melekler, ne ruhlar, ne ölüler, ne diriler, ne de diðer mahlukat onu aziz tutmaz, ona hürmet ve riâyet göstermezler. Namaz kýlmayan ölürken saçlarý ve sakallarý sarkar. Sarkýk, düþük, karýþýk bir manzara alýr. Kýsaca, hayatýndaki þeklinde bulunmaz. Müminler ise ölümünde de hayattaki durumu bozulmaz, aynen canlý gibi kalýr. Onun ölümünü gören, ölümünden haberdar deðilse, uyuduðunu zanneder.

Ne kadar çok yemek yese de, yine açlýk ýzdýrabý dinmez. Gittikçe þiddetlenir. Dayanýlmaz, tahammül edilmez bir hâl alýr. Ne kadar fazla, ne kadar kuvvetli ve iyi yemekler yedirilse, bu acý, bu aðrý, bu sýzý dindirilemez. Bu ýzdýrap teskin olunamaz. Bu hasta yedirilmekle doyurulamaz. Boðazý, barsaklarý açlýkla acý çeker. Açlýk bir orantý halinde yükselir, artar. Nihayet kývrana kývrana can verir. Çünkü namazý terk etmek büyük günahtýr. Cezasý da o nispette büyük olur. Açlýk da mühim bir hastalýktýr. Neticesi mutlaka ölümdür. Diðer hastalýklar gibi deðildir. Ýþte namaz kýlmayanlar açlýk hastalýðý ile kývranýp öyle giderler. Her namaz kýlmayan mutlaka aç olarak ölür.

Namaz kýlan, güler yüzlü mütebessim, parlak ve nurani yüzlü olur. Sevinç ve neþe alâmetleri yüzünde ve gözlerinde âþikâr olur. Hak teâlâdan ve meleklerinden hayâ eder. Kendi kusurlarýný ve Hak teâlânýn lütuf ve ihsanýný görür de, alnýndan terler dökülür, burnunun delikleri sulanýr. Kulak altlarý ve burun delikleri hafif bir þekilde terler. Güzel bir þekilde kokar. Renginde lâtif bir güzellik olur. Etrafa güzel kokular yayýlýr. En lezzetli ve en nefis yemekler yemiþ gibi tok ve kanmýþ olarak vefat ederler.

Namazýn tamam olmasý ve kemâl üzere bulunmasý, fýkýh kitaplarýnda geniþçe anlatýldýðý þekilde namazýn farzlarýný, vaciplerini, sünnet ve müstehaplarýný yapmaya, yerine getirmeye baðlýdýr. Namazda huþu bu dört þeyde toplanmýþ ve kalbin hudu’u da bunlara baðlanmýþtýr. Müminle kâfir arasýndaki fark namazdýr. Mümin namaz kýlar, kâfir kýlmaz. Münâfýk ise bazen kýlar, bazen kýlmaz.

Hadis-i þeriflerde buyuruldu ki:

(Ýman, namaz demektir. Namaz için kalbini hazýrlar ve namazý itinâ ile, vaktine, sünnetine ve diðer þartlarýna riâyet ederek kýlan, mümindir.) [Ýbni Neccâr]
(Kýyamette kulun ilk sorguya çekileceði ibadet namazdýr. Namaz düzgün ise, diðer amelleri kabul edilir, düzgün deðilse, hiçbir ameli kabul edilmez.) [Taberani]
(Namaz kýlmayan, Kýyamette, Allahý kýzgýn olarak bulacaktýr.) [Bezzar]
(Namazý kýlmayanýn ibadetleri kabul olmaz ve namaza baþlayana kadar Allahýn himâyesinden uzak kalýr.) [Ebu Nuaym]
(Namaz dinin direðidir, terk eden dinini yýkmýþ olur.) [Beyheki]
(Namaz kýlan kýyamette kurtulacaktýr, kýlmayan periþan olacaktýr.) [Taberani]

Hanbeli’de bir namazý özürsüz terk eden kâfir olduðundan öldürülür. Yýkanmaz kefene sarýlmaz, namazý kýlýnmaz ve müslümanlarýn kabristanýna konulmaz. Ayaðýna ip baðlanýr, murdar bir it gibi, bir çukur kazýp içine konur. Üzerine toprak atýlýr. Üzerine kabir alâmeti de yapýlmaz. Þâfii ve Mâliki’de büyük günah iþlediði için ceza olarak öldürülür. Hanefi’de namaza baþlayýncaya kadar dövülüp hapse atýlýr. Namaz kýlmamak imânsýz ölmeye, namaz kýlmak ise iki cihan saadetine sebep olur.

Sen kalbe bak

Bazý kimseler hiç ibadet etmediði ve her çeþit günahý iþlediði halde, "benim kalbim temizdir, sen kalbe bak" diyorlar. Kalp nasýl kirlenir, nasýl temizlenir?

CEVAP

Önce kalp ile yüreðin tarifini yapalým! Kalp, göðsümüzün sol tarafýndaki et parçasý deðildir. Buna, yürek denir. Yürek, hayvanlarda da bulunur. Kalp, yürekte bulunan bir kuvvettir. Görülmez. Ampulde bulunan elektrik cereyaný gibidir. Buna, kalp veya gönül diyoruz. Gönül, insanlarda bulunur. Hayvanlarda bulunmaz.

Bedendeki bütün a'za, kalbin emrindedir. His uzuvlarýmýzýn duyduklarý bütün bilgiler kalpte toplanýr. Ýnsanýn, inanmak, sevmek, korkmak, kalbindedir. Ýtikad eden, yani iman eden ve kâfir olan, kalptir. Güzel, iyi ahlâkýn ve kötü huylarýn yeri kalptir. Kalbi temizlemek için riyâzet ve mücâhede lazýmdýr. Riyâzet, nefsin arzularýný yapmamaktýr. Nefsimiz, harâmlarý, mekruhlarý arzu eder. Bunlardan kaçmak lazýmdýr. Mücâhede, nefsin istemediði þeyleri yapmak demektir. Nefsimiz, iyilik ve ibadet yapmak istemez. Ýyilik ve ibadet ederek kalbi temizlemelidir! Allahü teâlâ, dinleri, Peygamberleri, kalbi temizlemek için gönderdi. Kalbi temiz olan, dinimizin emirlerine uyar, yasak ettiklerinden kaçar. Kalbi kötü olan kimse, Ýslamiyetten kaçar. Dinimizin emirlerini gericilik, tutuculuk olarak kabul eder. Dine uymamayý da ilericilik, uygarlýk, özgürlük olarak bilir.

"Sen kalbe bak" demek

Namaz kýlmayan ve kendisine farz olan diðer ibadetleri yapmayan kimsenin kalbi temiz olmaz. Günah iþleyenlerin kalbi temiz olmaz. Günah kalbi karartýr. Zaten namaz kýlmamak en büyük günahlardan biridir. Hatta namaz kýlmayana kâfir diyen âlimler bile olmuþtur. Namaz kýlmayanýn, içki içenin kalbi çok kararmýþ demektir. Her türlü rezaleti iþleyip de, "sen kalbe bak" demek, dinsizlerin veya din cahillerinin sözüdür. Bir yazar, kitabýnda, bir fâsýký överken, "Çok içki içerdi. Þarabý hamamýn kurnasýna koyar, oradan içerdi; fakat tertemiz, pýrýl pýrýl bir kalbi vardý" diyor. Allahü teâlâ ve Peygamber efendimiz, namaz kýlmayanýn ve içki içenin kalbi temiz olmaz buyururken, cahil yazar, böyle söylemekle Allahý ve Resulullahý yalancý çýkarmaya çalýþýyor.

Hadis-i þerifte buyuruldu ki: (Bir kimse, günah iþlediði zaman kalbinde siyah bir nokta hâsýl olur. Eðer tevbe ederse, o leke silinir. Tevbe etmeyip tekrar günah iþlerse, o leke büyür ve kalbin tamamýný kaplar, kalp, kapkara olur.) [Harâiti]

Ýmam-ý Rabbani hazretleri buyuruyor ki:

Allahü teâlânýn emirlerini yapmamak kalbin bozuk olmasýndandýr. Kalbin bozuk olmasý, dine tam inanmamaktýr. Ýmanýn alâmeti, dinin emirlerini seve seve yapmaktýr. [Namaz kýlmayýp günah iþleyenin, (benim kalbim temiz, sen kalbe bak) demesinin ne kadar cahilce bir söz olduðu buradan da anlaþýlýr.] Kalp, sevgi yeridir. Sevgi bulunmayan kalp ölmüþ demektir. Kalpte, ya dünya sevgisi veya Allah sevgisi bulunur. Allahý anarak, ibadet yaparak, kalpten dünya sevgisi çýkarýlýnca, kalp temiz olur. Bu temiz kalbe, Allah sevgisi, kendiliðinden dolar. Günah iþleyince, kalp kararýr, hastalanýr, dünya sevgisi yerleþir ve Allah sevgisi gider. Kalbin bu hâli, bir þiþeye benzer. Su doldurunca, havasý çýkar. Suyu boþaltýnca, hava kendiliðinden dolar. Bir bardaktaki hava çýkmadýkça içine su girmez. Ýçine su koyunca da, bu suyu çýkarmadan baþka þey koyulmaz. Kalp de bardak gibidir. Kalbi Allah sevgisiyle doldurmak için, baþka her þeyi temizlemek lazýmdýr. Bir kalpte iki veya daha fazla sevgi bulunamaz. Kur'an-ý kerimde, (Allah, insanýn içinde iki kalp yaratmamýþtýr) buyuruluyor. (Ahzâb 4)

Nefs-i emmâre, dine inanmaz. Bunun için, nefsi, tezkiye etmek, kötülüklerden temizlemek ve faziletlerle doldurmak lâzýmdýr. Þems suresinde meâlen, (Nefsini tezkiye eden kurtuldu. Nefsini, günahta, cehalette, dalâlette býrakan zarar etti) buyuruldu.

Hadika'da buyuruluyor ki:

Haram iþleyenlerin, sen kalbime bak, kalbim temiz demeleri yanlýþtýr. Kendini ve müslümanlarý aldatmaktýr. Ancak dinin emir ve yasaklarýna uyanýn kalbi temiz olur. Peygamber efendimiz, (Günaha devam edenlerin zamanla kalbi mühürlenir. O, artýk sevap iþleyemez olur) buyuruyor. (Bezzar)

(Lâ ilâhe illallah) kelimesini çok söylemek, kalbi temizlemekte çok tesirlidir. Her gün, belli miktar okumak iyi olur. Abdestli ve abdestsiz söylenebilir. (c.1, m.14.)

Rabbimizin gazabýný söndürmek için (Lâ ilâhe illallah) güzel kelimesinden daha faydalý bir þey yoktur. Bu güzel kelime, Cehenneme götüren gazabý söndürünce, daha küçük olan baþka gazaplarýný elbette söndürür. Bu güzel kelime, Kýyamet için ayrýlmýþ olan 99 rahmet hazinesinin anahtarýdýr. Küfür karanlýklarýný, þirk pisliklerini temizlemek için, bu güzel kelimeden daha kuvvetli, hiçbir yardýmcý yoktur. Bir kimse, bu kelimeye inanýnca, imanýn zerresi hasýl olur. (c.2, m.37)

Allahý anmanýn, Lâ ilâhe illallah demenin faydalý olabilmesi için dinimize uymak þarttýr. Farzlarý ve sünnetleri yapmak ve haramlardan ve þüphelilerden sakýnmak lazýmdýr. (m.190) Kalbin Allahü teâlâdan baþka þeyleri sevmesi onu karartýr, paslandýrýr. Bu pasý temizlemek lazýmdýr. Temizleyicilerin en iyisi sünnet-i seniyyeye uymaktýr. Sünnet-i seniyyeye uymak, nefsin kalbi karartan isteklerini yok eder.

Bir adam, “Önyargýlý davranmamalý” diyerek þöyle konuþuyordu: “Ýçki içmeyenleri hatasýz, içki içenleri hatalý sanmak çok ama çok yanlýþ bir düþüncedir. Kumar oynamayanlarý hatasýz, kumar oynayanlarý hatalý sanmak çok ama çok yanlýþ bir düþüncedir. Namaz kýlanlarý hatasýz, namaz kýlmayanlarý hatalý sanmak çok ama çok yanlýþ bir düþüncedir. Dine uygun tesettürlü bir bayan hatasýz, tesettürsüzler hata içerisinde gibi bir duyguya kapýlmak çok ama çok yanlýþ bir düþünce. Dürüstlük giyim kuþamla deðil yetiþme tarzý ve karakterle ilgilidir. Ýnsanlarý giyim kuþamýyla yargýlamak çok ama çok yanlýþtýr. Büyük hatadýr. Böyle yanlýþ duygu ve düþünceye kapýlanlar bu yanlýþlarýndan vazgeçmelidir.” Bu adam din cahili deðil mi?

CEVAP

O adamý çok yakýndan tanýyorum. Din cahili deðil, düzenin adamýdýr, düzenbazlara yaranmak için öyle söylüyor.

Bir insanýn iyi veya kötü olduðu, konuþmalarýndan, hareketlerinden, yaptýðý iþlerden anlaþýlýr. Bir hadis-i þerifte, (Her kaptan içindeki sýzar) buyuruluyor. Ýmam-ý Rabbani hazretleri de, “Görünüþümüz, bâtýnýmýzýn [içimizin] alâmetidir” buyuruyor. Yunus Emre de diyor ki:

Kim ki edepsiz gezer, ergeç yolundan azar

Dýþ yüzüne o sýzar, içinde ne var ise.

Ýstisnalar hariç, bir adamýn iþine bak, giyiniþine bak, ne mal olduðu belli olur. Ýstisna olanlarý hüküm gibi ortaya atmak yanlýþtýr, hem de çok yanlýþtýr. Birkaç örnek verelim:

Minare olan yerde cami var demektir. Sünnet olmak Müslümanlýk alameti sayýlýr. Sünnetsiz birini görsek buna gayri müslim demek yanlýþ olur. Türk bayraklarý dalgalan yerin Türkiye, polis elbisesi giyenlerin de polis olduðu anlaþýlýr. Ancak baþka ülkede de Türk bayraðý dalgalanabilir, polis olmayan biri de, polis elbisesi giyebilir. Ama bunlar istisnadýr. Ýstisnalara bakýp da genel bir hüküm verilemez.

Allah korkusunun alameti, haramlardan kaçmaktýr. Her günahý çok tehlikeli görmelidir! Müminin alametlerinden biri de günahýný çok tehlikeli görür. Hadis-i þerifte buyuruldu ki:

(Mümin günahýný baþucunda, hemen üstüne yýkýlacak bir dað gibi görür. Münafýk ise burnuna konmuþ hemen uçacak sinek gibi görür.) [Buhari]

Bedenin bozuk olmasý, yani günah iþlemek, kalbin bozuk olmasýnýn alametidir. Açýk saçýk gezenlerin veya baþka günah iþleyenlerin, (sen, kalbe bak, kalbim temizdir) demelerinin bir kýymeti, bir doðruluðu yoktur, yanlýþtýr. Hadis-i þerifte buyuruluyor ki:

(Kalp bozuk olunca, bedenin iþleri de hep bozuk olur.) [Beyheki]

Ýçki içen, kumar oynayan, namaz kýlmayan, açýk saçýk gezen, ne kadar iyi birisi olursa olsun, bir kere açýktan iþlediði bir günahý vardýr. O peþinen salih birisi olmayý kaybetmiþ, fâsýk sýnýfýna girmiþtir. Allahýn emrine isyan ediyor. Tesettürlü olan, çok kötü olsa bile, açýkça bir günahý görülmemektedir. Fahiþelerin hemen hepsi açýk saçýk giyinir. Tesettürlü kadýndan da fahiþe olabilir, ama bu oran çok azdýr. Onun için kýyafetlerin önemi inkâr edilemez. “Dürüstlük giyim kuþamla deðil” diyen cahillere itibar etmemelidir. Bir hadis-i þerifte buyuruluyor ki:

(Din cahillerinin çoðalmasý, kýyamet alâmetlerindendir.) [Buhari]

“Namaza dikkat edin”

Vaizler, hatipler, hep islamýn sosyal strüktüründen, sosyo-ekonomik, sosyo-politik yönlerinden bahsediyorlar da neden, namazýn öneminden, sünnet ve mekruhlarýndan, secde-i sehvden bahsetmiyorlar? Kabirde, ahirette neler sorulacak, iyi müslüman olmak için neler yapmak gerekir? Dini gazete denilen bazý yayýn organlarý da böyle. Acaba namazdan bahsetmeyi aþaðýlýk mý kabul ediyorlar?

CEVAP

Böyle sualleri sahiplerine sormak gerekir. Zan üzerine yazmak doðru olmaz. Fakat namazýn önemi söz konusu olduðu için, (Namaz kýlmaz ama dayýmýn oðlunun imaný çok kuvvetlidir. Teyzem de açýk saçýk gezer ama imaný çok saðlam) diyen bir okuyucumuza bu vesile ile cevap vermek istiyorum. Namaz kýlmayanýn, pervasýzca günah iþleyenin imaný kuvvetli olmaz. Bir kimse, namazý ne kadar doðru kýlýyorsa, imaný o ölçüde kuvvetlidir, parlaktýr. Namaz kýlmayanýn ve kýlmadýðý için üzülmeyenin imaný çok sönüktür, belki de çoðunun imaný yoktur. Peygamber efendimiz, (Ýman namaz demektir. Namaz dinin direðidir) buyuruyor. Direksiz din olur mu?

Hadis-i þeriflerde buyuruluyor ki:

(Namaz dinin direðidir, terk eden dinini yýkmýþ olur.) [Beyheki]

(Namazýn dindeki yeri, baþýn vücuttaki yeri gibidir.) [Taberani]

(Kýyamette kulun ilk sorguya çekileceði ibadet, namazdýr. Namaz düzgünse, diðer amelleri kabul edilir. Namaz düzgün deðilse, hiçbir ameli kabul edilmez.) [Taberani]

(Namaz kýlmayanýn diðer amellerini Allahü teâlâ kabul etmez.) [Ýsfehani]

(Namaz kýlan kýyamette kurtulacaktýr, kýlmayan periþan olacaktýr.) [Taberani]

(Ýman, namaz demektir. Namaz için kalbini hazýrlar ve namazý itina ile, vaktine ve diðer þartlarýna riayet ederek kýlan, mümindir.) [Ýbni Neccar]
Peygamberimizin son sözlerinden biri, Namaza dikkat edin idi. (Ý.Mace)

Namazýn önemi böyle iken, kendilerine mücahid diyen bazý yazarlarýn namaz kýlmadýðýný, karýsýnýn, kýzýnýn tesettüre riayet etmediklerini gördüm. Bir insanýn sözü, yazýsý kendine tesir etmiyorsa, baþkalarýna nasýl eder? Herkes, önce kendini ýslah etmelidir!

Namaz her iyiliðin anahtarýdýr

Ben namaz kýlmýyorum. Fakat hiç günah iþlemiyorum. Ýçki içmem, kumar oynamam, hýrsýzlýk etmem ve baþka günahlarý da iþlemem. Bunlar yetmez mi?
CEVAP

Namaz kýlmamak çok büyük günahtýr. Hýrsýzlýk etmekten, kumar oynamaktan, içki içmekten daha büyük günahtýr. Birçok hadis-i þerifte, kasten namaz kýlmamanýn küfür olduðu bildirilmiþtir. Amel imandan parça olmadýðý halde, namaz konusunda ittifak hasýl olmamýþtýr. Namazýn imandan olduðunu bildiren âlimler de olmuþtur. Bu bakýmdan namaz kýlmamak, çok büyük tehlikedir.

Bir insan her türlü kötülüðü iþlese, namaz kýlmaya devam etse, namazý doðru olarak kýlsa, kötülüklerin çoðunu, hatta tamamýný terk eder. Çünkü Kur’an-ý kerimde mealen buyuruluyor ki: (Namaz, münker ve fahþâdan [edepsizlikten, akla ve dine uymayan her türlü kötülükten, her türlü günahtan] alýkor.) [Ankebut 45]

Namaz kýlmanýn fazileti çok büyüktür. Hadis-i þeriflerde buyuruldu ki:

(Namazýn dindeki yeri, baþýn vücuttaki yeri gibidir.) [Taberani]

(Namaz dinin direðidir, terk eden dinini yýkmýþ olur.) [Beyheki]

(Namaz, her hayrýn, her iyiliðin anahtarýdýr.) [Taberani]

(Namaz kýlan kýyamette kurtulacak, kýlmayan periþan olacaktýr.) [Taberani]

(Kýyamette kulun ilk sorguya çekileceði ibadet namazdýr. Namaz düzgün ise, diðer amelleri kabul edilir. Namaz düzgün deðilse, hiçbir ameli kabul edilmez.) [Taberani]

Bu hadis-i þerifleri okuduktan sonra, namaz kýlmayan müslümana hayret etmemek imkansýzdýr.

Her kötülüðün tek ilacý

Avrupa’da günah iþlemek için ortam hazýrdýr. Büyük günahlardan kurtulmanýn çaresi nedir?

CEVAP

Her türlü günahýn tek ilacý vardýr. Bu ilaç Kur'an-ý kerimde açýkça bildiriliyor. Bu ilacý kullanan her müslüman, alýþkanlýk haline gelen büyük günahlardan mutlaka kurtulur. Ankebut suresi 45. ayet-i kerimesinde (Namaz, münker ve fahþadan [edepsizlikten, akla ve dine uymayan, esrar, içki, zina, livata gibi her türlü kötülükten] alýkor) buyuruldu.

Bir genç, namaz kýlar ve her türlü kötülüðü de yapardý. Bu gencin durumunu Resulullaha bildirdiler. Peygamber efendimiz, (Bir gün gelir namaz, onu diðer günahlarý iþlemekten alýkor) buyurdu. (Haram iþliyorsa, namaz kýlmasýn) demedi, (Namaza devam etsin) buyurdu. Aradan çok zaman geçmedi. O genç günahlarýna tevbe etti, iyi hâl sahibi oldu. Bu bakýmdan mutlaka namaz kýlmalýdýr!

Namaz kýlmanýn fazileti çok büyüktür. Hadis-i þeriflerde buyuruldu ki:

(Cennetin anahtarý namazdýr.) [Darimi]

(Namazýn dindeki yeri, baþýn vücuttaki yeri gibidir.) [Taberani]

(Namaz kýlan, Kýyamette kurtulur, kýlmayan periþan olur.) [Taberani]

(Namaz, Allahýn hoþnut olduðu amellerin en faziletlisidir. Sýratý yýldýrým gibi geçiricidir. Ýmanýn baþý ve Cehennemden kurtarýcýdýr.) [Miftah-ul-Cenne]
(En faziletli amel, vaktinde kýlýnan namazdýr.) [Ebu Dâvud]

(Allah beþ vakit namazý farz kýldý. Eksiksiz eda edeni Cennete koyacaðýna söz verdi. Namaz kýlmayana verilmiþ bir sözü yoktur, böyle kimseye dilerse azap eder, dilerse Cennete koyar.) [Ebu Dâvud]

(Müslüman, namaz kýlarken günahlarý baþý üzerine konur. Her secde ettiðinde baþýndan dökülür. Namazý bitirince hiçbir günahý kalmaz.) [Taberani]

(Mümin, Allah rýzasý için namaz kýlýnca, aðaçtan yapraklarýn döküldüðü gibi, günahlarý dökülür.) [Ý.Ahmed]

(Her namaz vakti gelince, melekler, "Ey insanlar, günahlarýnýz sebebiyle hasýl olan ateþi namaz kýlarak söndürün!" derler.) [Taberani]

Bir kimse, (Ýman eder, namaz kýlar, zekât verir, oruç tutar ve diðer ibadetleri yaparsam, kimlerden olurum?) diye sual edince, Peygamber efendimiz, (Sýddýk ve þehidlerden olursun) buyurdu. (Bezzar)

Namazý terkin cezasý

Namaz kýlmak böyle büyük bir ibadet olduðu için terk edilmesi de çok büyük günahtýr. Hanbelide namazý terk eden küfre düþtüðü için, Þafii ve Malikide büyük günah iþlediði için ceza olarak öldürülür. Hadis-i þeriflerde buyuruldu ki:

(Kýyamette kulun ilk sorguya çekileceði ibadet namazdýr. Namaz düzgün ise, diðer amelleri kabul edilir. Namaz düzgün deðilse, hiçbir ameli kabul edilmez) [Taberani]

(Namaz kýlmayan, Kýyamette, Allahý kýzgýn olarak bulacaktýr.) [Bezzar]

(Namazý kasten býrakanýn ibadetleri kabul olmaz ve namaza baþlayana kadar Allahü teâlânýn himayesinden uzak kalýr.) [Ebu Nuaym]

(Beþ vakit namazý kasden, mazeretsiz terk eden, Allahýn hýfz ve emanýndan mahrum olur.) [Ýbni Mace]

(Namaz dinin direðidir, terk eden dinini yýkmýþ olur.) [Beyheki]
(Namaz kýlmayanýn dini yoktur.) [Ýbni Nasr]

(Bizimle kâfir arasýndaki fark namazdýr. Namazý terk eden kâfir olur.) [Nesâi]

Yukarýdaki hadis-i þerifleri, Ehl-i sünnet âlimleri þöyle açýklamýþlardýr:

Dinimizde en büyük günahý iþleyen kâfir olmaz. Bunun için namaz kýlmayana kâfir denmez. Fakat namaz, çok önemli bir ibadet olduðu için, namaz kýlmayanýn imanla ölmesi çok zayýf bir ihtimaldir. Namaz kýlmayanýn kalbi kararýr, diðer günahlarý iþlemekten çekinmez. Bazý âlimler, namaz kýlmayanýn kâfir olacaðýný bildirmiþlerdir. Bu bakýmdan her ne þart altýnda olursa olsun muhakkak namazý kýlmalý!

Bir arkadaþ namaz kýldýðý halde içki ve diðer kötülükleri býrakmýyor. Bu nasýl oluyor?

CEVAP

Doðru kýlýnan namaz her türlü kötülükten alýkoyar. (Ankebut 45) Namaz, kötülükten alýkoymuyorsa, namaz doðru kýlýnmýyor demektir. Hadis-i þerifte buyuruluyor ki: (Bir kiþinin namazý, kendini fahþa ve münkerden [Her türlü kötülükten] alýkoyamýyorsa, Allahtan uzaklýðý artar.) [Taberani]

O halde yapýlacak iþ, namazý doðru kýlmaya çalýþmaktýr. Namazý doðru kýlabilmek için önce itikadýn düzgün olmasý þarttýr. Daha sonra diðer þartlar gelir. Guslün ve abdestin doðru olmasý lazýmdýr. Bu þartlara riayet eden, mutlaka her türlü kötülüðü býrakýr.

Kötülerle gezmek bile çok zararlýdýr. Hadis-i þeriflerde buyuruldu ki:

(Kötü arkadaþ, demirci körüðü gibidir. Üflenince, ateþ kývýlcýmlarý seni yakmazsa da, kokusu seni rahatsýz eder.) [Buhari]

(Ýyi arkadaþ, güzel koku satan gibidir. Sana koku sürmese de, yanýnda bulunduðun müddetçe güzel kokusundan faydalanýrsýn.) [Müslim]

Müslüman olana ibadetler güç gelmez

Müslüman olmak isteyen gayrý müslimler, (Müslüman oluruz ama, günde beþ kere namaz kýlmak, yýlda bir ay oruç tutarak aç kalmak ve daha baþka emirler bize güç geldiði için müslüman olmuyoruz) diyorlar. Ýbadet etmek niçin güç gelir?
CEVAP

Müslüman olana ibadetler güç gelmez. Müslüman olsalar böyle þeyler söylemezler. Ýmam-ý Rabbani hazretleri, (Mektubat)ýnda buyuruyor ki:
(Allahü teâlâ, kullarýna yapabilecekleri þeyleri emretmiþtir. Güç yetiremeyeceði iþleri emretmemiþtir. Ýnsanlarý zayýf yarattýðý için, kolaylýk göstermiþtir. Kur’an-ý kerimde mealen buyuruyor ki: (Allah, size hafif, kolay emretmek istedi, çünkü insan, zayýf yaratýlmýþtýr.) [Nisa 28] Namaz, oruç kolaydýr. Zekat için de malýn tamamýnýn deðil, kýrkta birinin verilmesini emretmiþtir. Dinin diðer emirlerine dikkatle ve insafla bakýlýrsa, bu kolaylýklar görülür. Bununla beraber ibadet etmenin güç geldiði kimseler yok deðildir. Ýbadetlerin zor gelmesi, Allahü teâlânýn düþmaný olan nefstendir. Namaz kýlmak ve diðer ibadetleri yapmak, ancak müminlere kolay gelir. Kalbi kararmýþlara zor gelir. Kur’an-ý kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Bu din [inanýp ibadet etmek] müþriklere güç gelir.) [Þura 13]

([Her çeþit günahtan çekinmek, oruç tutmak ve diðer ibadetleri yapmak için] Sabrederek ve namaz kýlarak Allahtan yardým isteyiniz. Sabýr ve namaz, yalnýz Allahtan korkan müminlerden baþkalarýna zor gelir.) [Bekara 45]

Namaz kilmamak, imansizliktan veya iman zayýflýðýndan ileri gelir. Ýmanýn kuvvetli olmasýnýn alameti, dinimizin emirlerine severek, kolaylýkla uymaktýr. Bedeni hasta olana bazý iþleri yapmak güç geldiði gibi, kalbi ve ruhu hasta olana da ibadet etmek güç gelir.) [m.191, 289]

(Kalbi temizlemek için, iman edip, Allahü teâlânýn nimetlerine þükretmek gerekir. Kur’an-ý kerimde buyuruluyor ki: (Allaha iman edip, nimetlerine þükrederseniz, size niçin azap etsin?) [Nisa 147] Allaha þükretmek, Ona inanýp, emir ve yasaklarýna riayet etmekle olur.) [c.3, m.41]