AyMa®aLCaN Admin
Üyelik tarihi : 11/03/11
Mesaj Sayısı : 1651
Rep Gücü : 3498
Rep Puani : 51
| Konu: Dostluk üzerine... Salı Şub. 21, 2012 5:36 am | |
| Dostluk üzerine... Dostluk gündüz görünmez, O atesböcegi gibi yalniz geceleri parlar
**Bircok arkadasimiz olabilir,ancak dostlarimiz azdir cünkü Gercek dostlukta, basit insanlarin alamayacaklari bir tat vardir...??
*Dostlar vardır,arada bir uğrayıp altüst eder yaşamınızı; dili zehir zemberek,bakışları keskindir..
*Dostlar vardır gül gibi; sarılırken yaralanmayı göze almanız gerekir..
*Dostlar vardır, iyi bir öğretmen gibidir..
*Dostlar vardır ney gibi hüzünlü, saz gibi asi...
*Dostlar vardır bir türkü gibi,herzaman söylenmeseler de her daim içinde taşır sevdasını,yangınını bulaştırır bir gönülden diğerine...
*Dostlar vardır baki;tanıştığın gün doğar,yittiği gün ölürsün!zamana ve darbelere;yollara ve hasrete dirençli
*Dostlar vardır;yüreğine kök salmış bir çınardır,hiçbir şey deviremez...
*Dostlar vardır bizlere benzerler biraz...
*Dostlar vardır,erken dolar vadesi;dostluklar vardır devam eder ahirete!
İşte böyle dostlardır; herşeye küstüğün günlerde bile yaşamını güzel kılan...
Gönül her yerde onları arar..ve bulduğunda haber gönderir bize, bir sıcaklık yayılır yüreğimize..
Gelin dost olalım gönlümüzle,gönlümüzce!..
dost dost diye nicesine sarıldım....
Genç adamın biri, Dermiş babasına her gün; ' Benim de dostlarım var, sendeki dost gibi' Baba, itiraz eder, Olmaz öyle çok dost, hakikisi Belki bir, belki iki, Fazlasını bulamazsın gerçek, hakiki... Devam eder durur konuşma... Aralarında başlar bir tartışma, Karar verirler bir sınava, Dostun hakikisini anlamaya...
Bir akşam bir koyun keserler, Ve koyarlar çuvala, Baba der ki oğluna, ' Hadi al bu çuvalı, şimdi götür dostuna'
Çuvaldan kanlar damlamakta, Sanki öldürmüşler de bir adamı, Koymuşlar çuvala, Dıştan böyle sanılmakta,
Delikanlı sırtlar çuvalı, Gider en iyi bildiği dostuna,çalar kapıyı, O dost, bakar ki bir çuval, hem de kanlı, Kapar hızla kapıyı delikanlının suratına, Almaz içeri arkadaşını,
Böylece tek tek dolaşır delikanlı, Kendince tanıdığı, sevdiği dostlarını, Ne çare, hepsinde de sonuç aynıdır, Evlat geriye döner, Ama içten yıkılır...
Babasına dönerek; haklıymışsın baba ' der, Dost yokmuş şu dünyada ne sana, ne de bana, Baba ' hayır Evlat 'der, benim bir dostum var bildiğim, Hadi, çuvalı alda bir kerede git ona,
Genç adam, çuvalı sırtlar tekrar, Alnından ter, çuvaldan kanlar damlar... Gider, baba dostuna, Kabul görür, sevinir, O dost, delikanlıyı alır hemen içeri,
Geçerler arka bahçeye, Bir çukur kazarlar birlikte, Çuvaldaki koyunu gömerler adam diye, Üzerine de serpiştirirler toprak, Belli olmasın diye dikerler sarmısak...
Genç adam gelir babasına; ' Baba, işte dost buymuş' diye konuşunca, Babası; 'daha erken, o belli olmaz daha, Sen yarın git O na, çıkart bir kavga, Atacaksın iki tokat, hiç çekinmeden ona, İşte o zaman anlaşılacak, dostun hakikisi, Sonra gel olanları anlat bana...'
Genç adam, aynen yapar babasının dediğini, Maksadı anlamaktır dostun hakikisini, Babasının dostuna istemeden basar iki tokadı, Der ki tokadı yiyen DOST; 'Git de söyle babana, Biz satmayız sarmısak tarlasını Böyle iki tokada' | |
|