En son konular | » Acilinden Kaciyorum ...Görüsmek Umudu Ile <---- ByeCuma Ara. 14, 2012 7:05 am tarafından AyMaRaLCaN» Bir Sarkisin Sen Cuma Ara. 14, 2012 7:03 am tarafından AyMaRaLCaN» MerHaba MerHaba :)Cuma Ara. 14, 2012 6:58 am tarafından AyMaRaLCaN» Azerbaycan Yemekleri,Azerbaycan Yemek Kültürü,Azerbaycan MutfağıCuma Ara. 14, 2012 6:49 am tarafından AyMaRaLCaN» ORHAN AFACAN SIIRLERI Tas Atan CocuklarCuma Kas. 30, 2012 7:48 am tarafından AyMaRaLCaN» Aşık Mahzuni Şerif - Bu Mezarda Bir Garip VarCuma Kas. 30, 2012 3:51 am tarafından AyMaRaLCaN» Aşık Mahzuni Şerif - Bizden Geriler (Gam Kasavet)Cuma Kas. 30, 2012 3:49 am tarafından AyMaRaLCaN» Aşık Mahzuni Şerif - Benim HayatımCuma Kas. 30, 2012 3:48 am tarafından AyMaRaLCaN» Aşık Mahzuni Şerif - Babasını (Bir Fakirin Hatırını)Cuma Kas. 30, 2012 3:46 am tarafından AyMaRaLCaN |
Istatistikler | Toplam 7 kayıtlı kullanıcımız var Son kaydolan kullanıcımız: AyBüke
Kullanıcılarımız toplam 28063 mesaj attılar bunda 19753 konu
|
Sosyal yer imi |
www.ay-maral-can.yetkin-forum.com
Sosyal bookmarking sitesinde adresi saklayın ve paylaşın |
|
akısı | |
| | Aşk acısı çekenler için soru ve cevaplar | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
AyMaRaLCaN Admin
Üyelik tarihi : 11/06/08
Mesaj Sayısı : 12267
Rep Gücü : 29249
Rep Puani : 235
| | | | AyMaRaLCaN Admin
Üyelik tarihi : 11/06/08
Mesaj Sayısı : 12267
Rep Gücü : 29249
Rep Puani : 235
| Konu: Geri: Aşk acısı çekenler için soru ve cevaplar Cuma Nis. 20, 2012 5:31 am | |
| Erkeklerde aşk acısı tansiyon ve mide ya da bağırsak rahatsızlığı kendini gösteriyor.
* Aşık olan kişi hayal kırıklığı yaşıyorsa, gerçekten fiziki olarak acı çeker mi? Ruhsal olarak büyük acılar çeken insanlar, fiziksel olarak da acı çekebilirler. Kişiler sorunlarını bedenselleştiriyorlarsa, aşkla ilgili sorun yaşadıklarında acı da çekerler. Sıkıldığı zaman başı ağrıyan kişiler, aşk acısı çektiklerinde büyük ağrılar
hissedebilirler. Aşk acısı ölüm acısına benzer. Kişi giden bir ilişkinin ardından büyük bir kayıp duygusu yaşar. Bu kayıp duygusu, beyin kimyasında bir karmaşa yaratıp, bozulmaya yol açabilir. Bozulan beyin kimyası, organizmanın neresi zayıfsa orada kendini gösterir. Kadınlarda bu, daha çok ağrı şeklinde olur. Erkeklerde ise tansiyon ya da mide-bağırsak sistemindeki rahatsızlık olarak kendini gösterir.
* Aşk acısı tüberküloz, kanser gibi hastalıklara neden olur mu? Hayır, doğrudan neden olmaz. Ama organizmadaki bağışıklık sisteminde bir zayıflama yaparak kişinin hastalanma süreci varsa, onu hızlandırabilir.
* Kadınlar mı, erkekler mi aşk nedeniyle daha fazla acı çeker? Kadınlar daha fazla acı çekerler. Çünkü kadınlar ilişkilere daha fazla duygusallık yükler, erkekler ise ilişkileri daha fazla bedensel yaşarlar. Kadın, daha fazla bağlanır. Bu bağlanmanın kopması ile kadın daha fazla ızdırap çeker. İlişkilerin bitmesi kadınlara daha fazla acı çektirir.
ÖFKE DUYMAK ACIYI ARTIRIR
* Aşık olduğu kişiyi unutamamak bir ruhsal sorun mu, yoksa bütün insanların başına gelebilecek bir durum mu? Bütün insanların başına gelebilir. Ancak sevilen bir kişinin kaybı karşısında yaşanan yasın bir süreci vardır. İki ya da altı ay içinde bu yas sürecinden mutlaka çıkmak gerekir. Altı ay sonra halen kişi ızdırabını azaltamadıysa, hayatını doğal biçimde sürdüremiyorsa, o kişinin psikolojisinde bir sorun var mı diye düşünürüz. Bir de bitiş şeklinin nasıl olduğu önemli. Helalleşip uzlaşarak mı bitti, kandırılma ve ihanet şeklinde mi bitti? Çekilen acıda, acının unutulma sürecinde bitiş şekli çok önemlidir. Travmatik biten ilişkiler daha uzun sürede unutulur. Sevilen kişiye öfke duyulması acıyı artırır.
* Başka bir ilişki kurtarıcı olabilir mi? Çivi çiviyi söker yaklaşımı tamamen yanlıştır. Aşk acısını bir başka ilişki ile telafi etme çabası, ikinci ilişkiyi de sıkıntıya sokar. Kişi önce kaybı, ilişkinin bitme süreçlerini aşmalı. Onu aşmadan, ayrılık acısını beyninde ve yüreğinde çözmeden yeni bir ilişkiye başlaması yanlış olur.
Fiziksel acı verir
Dış Ağrısı: Aşk acısı çekenlerde çene eklemi ağrısına çok rastlıyoruz. Çene yemek yemeyi ve konuşmayı yapan yerdir. Sembolik anlamıyla; birini çiğ çiğ yemek isteyen kişinin çenesi ağrır. Öfkelerini içlerine atan kadınlarda bu ağrıya çok rastlıyoruz. Bu, zamanla ameliyat bile gerektirebilir.
Kalp Ağrısı: Kalp doğrudan ağrımaz. Stresle birlikte doğrudan kalp ağrısı çeken insanların genelde sorunları psikolojiktir. Duygularını kalple ilişkilendirdikleri için böyle hissedebilirler.
Bitmeyen aşk acısını yenmenin reçetesi
* Yüzleşin: Kendinizle yüzleşin. Dünyada bunu yaşayan yalnızca siz değilsiniz. Üstelik şunu da unutmayın; karşı cinslesevgi ilişkisi yaşamak damutluluk vericidir. İlişkilerin sonsuza dek sürmesine gerek olmayabilir.
* Çocukluğunuzu gözden geçirin: 'Neden böyle oldu?' sorusuna bir türlü yanıt bulamıyorsanız, belki de bu ilişki yerine çocukluğunuza dönmeniz gerekir. Anne baba ile yaşanan sevgi ilişkilerinde örtülü çatışmalar varsa, bunlar karşı cinsle ilişkiye bir şekilde yansır. İnsanlar doğru seçim yapsalar bile, o ilişkiyi sürdürememelerinin nedeni geçmişleri olabilir. Bunun çözülmesi gerekir, yoksa her zaman tekrarlayabilir.
| |
| | | AyMaRaLCaN Admin
Üyelik tarihi : 11/06/08
Mesaj Sayısı : 12267
Rep Gücü : 29249
Rep Puani : 235
| Konu: Geri: Aşk acısı çekenler için soru ve cevaplar Cuma Nis. 20, 2012 5:33 am | |
| * Suçlamayın: Kendinizi ya da karşı tarafı suçlamayın. Ama ders çıkartmayı unutmayın.
* Kaçmayın: Boşvermek çözüm olamaz. Kitap okumak, sinemaya gitmek, aşırı sosyalleşmek acıyı bir noktada frenleyebilir ama aşk acısı önemlidir, yok saymak doğru olmaz. Bu yas sürecinin yaşanması en doğrusudur. Boş vermek, bazen bu krizden doğru sonuçlar çıkarılmasını engelleyebilir. Biraz sıkıntı yaşamaktan korkmayın, acınızla yüzleşin. Yoksa yeni ilişkiye yönelirken yanlış seçimler yapabilirsiniz.
* Yeni ilişki aramayın: Yeni bir ilişki peşinde olmayın,çünkü sorun çözülmediyse tekrarlanır. Önce yas sürecini atlatıp doğru değerlendirme yapın. Sonra hayatınıza başkalarını davet edebilirsiniz.
* İşinize yansıtmayın: "Aşk acısı da çekerim, işimi de yaparım" diyenler, bu sorunu doğru çözmedikleri sürece, buradaki kargaşa mutlaka işlerine de yansıyacaktır. Hayat bir bütündür. Bu nedenle bu sorunun doğru çözülmesi gerekir. Unutmayın; bu krizi doğru şekilde atlatırsanız hayatta daha mutlu olabilirsiniz.
Gerçek aşk daha kolay unutuluyor
* Aşk acısı ne zaman tedavi gerektirir? Kişi, aradan aylar veya yıllar geçtiği halde hala ikilemli duygularını çözemediyse, bedeni ve ruhi açıdan kendini iyi hissetmiyorsa, sevgi nesneleriyle normal bir ilişki sürdürebilme noktasına gelmediyse, işine dönemediyse, sorumluluklarını yerine getiremiyorsa yardım almalıdır. Bu bir yas hali demektir. Yas uzamış, kişi depresyona girmiştir
* Mutlu aşkları unutmak daha mı zor? Gerçekten sevgi ve saygıya dayanan bir sevgi paylaşımı yaşanmışsa, ayrılık sonrası süreç daha insani olur. Arabesk aşklar bitince daha fazla aşk acısı yaşanır. 10 yıl süren bir ilişki bitiyor ve bakıyorsunuz o kişi bir türlü toparlanamıyor. Altına indiğimizde aslında ilişkilerinin çok sorunlu olduğunu görüyoruz. Ayrıldıktan sonra belki de o sorunların acısını çekiyordur. Gerçekten seven, aşık olan kişi unutmada daha başarılı oluyor.
* Aşk acısı nedeniyle tedavi ettiğiniz hastalarda ağrı kesici işe yarıyor mu, yoksa reçetelerine sakinleştirici ilaç mı yazıyorsunuz? Bu kişilere prensipte ilaç vermeyiz. Tedavisi terapi ile mümkündür. Baş ağrısı yaşam biçimini ızdırap haline getiriyorsa, geçici olarak ilaç verilebilir ama bu ilaçların uzun süre kullanımı depresyonu artırır. İlaç vermek gerekiyorsa bu anti depresif ilaç olacaktır.
* Hangi acı aşktan, hangisi bir hastalıktan
kaynaklanıyor, nasıl ayırıyorsunuz? Bunu bir uzmanın anlaması çok kolaydır. Hastanın mimikleri bile zaten bunu anlatır. Ayrıca ağrıyı tarif ederken merkezi sinir sisteminin dışında bir durum anlatıyorsa, bu psikosomatiktir. Örneğin 'kolumun içi
ağrıyor' demek başkadır, çünkü sinir sistemi o yöne doğru bir ağrıdan bahsedebilir. Ama hasta 'dirseğimden aşağısı olduğu gibi ağrıyor' diyorsa, öyle bir sinir sistemi dağılımı yoktur. Ağrısı psikolojik kökenlidir. Ama hasta bile bunun farkında olmayabilir. | |
| | | AyMaRaLCaN Admin
Üyelik tarihi : 11/06/08
Mesaj Sayısı : 12267
Rep Gücü : 29249
Rep Puani : 235
| Konu: Geri: Aşk acısı çekenler için soru ve cevaplar Cuma Nis. 20, 2012 5:34 am | |
| Aşk acısını Dindirmenin yolları
Aşkın tanımı herkese göre değişmekte hala kesin bir tanım bulunamamaktadır. Uzmanlar ise aşkı bilimsel olarak tanımlıyor ve açıklıyorlar.
Fiziksel olarak neden ve nasıl aşık oluyoruz, hiç düşündünüz mü? Öncelikle aşağıdaki belirtilere göz atın ve aşık olup olmadığınızı saptayın:
- Onu görünce kalbiniz çok fazla çarpmaya başlıyor.
- Son günlerde, içinizdeki sevinç, mutluluk duygusu arttı.
- Hayata, olaylara daha umursamaz bakıyorsunuz.
- Arkadaşlarınız gözlerinizin pırıl pırıl baktığını ve son günlerde yüzüne bir canlılık geldiğini söylüyorlar.
Eğer bu belirtileri taşıyorsanız, aşık olduğunuz şüphe getirmez bir gerçek! Aşık olduğumuzda hepimiz benzer duygular yaşarız; ayaklarımız yerden kesilir, aklımız başımızdan gider, hep onu düşünür, hep onun hakkında konuşmak isteriz.
Bunlar aşık olan herkesin bildiği ve binlerce yıldır yaşanan, süregelen duygular. Farklı olan ise, artık tüm bunların sebebinin biliniyor olması! Aşık olunca insanların neden "tuhaflaştığı" bilimsel gerçeklerle kanıtlandı! Üstelik suçlu kalbimiz değil, beynimiz çıktı!
Neden?
Aşkı, duygularımızın, düşüncelerimizin, alışkanlıklarımızın, yetişme tarzımızın ve daha birçok şeyin etkilediğini zaten biliyorduk, ama hormonlarla olan ilişkisini yeni öğrendik. Ve hemen uzmanlara danıştık. Bakın hangi sonuçlar çıktı.
- Vücuda çeşitli maddeleri salgılayarak bizim sağlıklı, mutlu yaşamamızı sağlayan salgılara hormon deniyor.
- Aşık olduğumuzda gösterdiğimiz dengesiz davranışlarımızın sebebi, vücudumuzun salgıladığı feronom maddesiymiş! Aşk, vücutta feronom maddesinin salgılanmasıyla başlıyormuş. Aşkın kokusu olarak tanımlanan bu madde, beynin ilgili bölümlerini uyarıyor ve aşk doğuyor!
- Feronom, vücudumuzun salgıladığı hormonlardan sadece biri. Feronom'a "aşk hormunu" da deniliyor. Aşıkların, her dakika aşık oldukları kişiden söz etmeleri bu hormondan kaynaklanıyor. Aşık olunduğunda vücudun fazla feronom salgılamasıyla kişilerin fiziksel yapılarında ve davranışlarında değişiklikler oluşmaya başlıyor. Kalp
çarpıntısı, gözlerin parlaması gibi değişiklikler oluyor ve "O da beni seviyor mudur?", "Acaba şimdi nerededir?" gibi sorular artmaya başlıyor. Obssesive yani takıntılı kişi davranışları gözlemleniyor. - Aşkın yerini sevgiye bırakması da hormonlarla ilgili. Zamanla serotoninin azalması, oksitoksinin artmasıyla, aşk yerini bir süre sonra sevgi ve şefkate bırakıyor.
- Yaz aylarında insanların daha sık aşık olmasının da bilimsel bazı sebepleri var. Özellikle bahar ve yaz aylarında, güneş ışınları insanların hormon sistemini etkiliyor ve bu durumda aşk daha yoğun hissediliyor. Melanosit denen vücuda renk veren hücreler de, bu aylarda artıyor.
| |
| | | AyMaRaLCaN Admin
Üyelik tarihi : 11/06/08
Mesaj Sayısı : 12267
Rep Gücü : 29249
Rep Puani : 235
| Konu: Geri: Aşk acısı çekenler için soru ve cevaplar Cuma Nis. 20, 2012 5:35 am | |
| Aşk acısı nasıl diner?
Uzmanlar, şu sıralar mevsimin de etkisiyle kendilerine en çok aşk acısı çekenlerin başvurduğunu söylüyor ve bu acının nedenlerini, uyguladıkları yöntemleri şöyle anlatıyorlar:
Aşk acısı çeken biri, sevgilisini unutamamıştır, her gördüğü şeyde, her olayda ondan bir parça bulur. Bir yandan yaşadıklarına inanamaz. "Gerçekten bu aşk bitti mi" , "Onsuz ne yaparım" gibi duygulara kapılır.
Bizim yaptığımız, bunun altında yatan nedenleri analiz etmek. Kişinin kendine güvensizliği mi var, ailesinin ona yüklediği baskılar mı var, hayata mı güvenmiyor?
Önce sorunun nedenlerini bulup sonra NLP veya Bilişsel Terapi ile bunu ortadan kaldırıyoruz. Olaya bakış açınızı değiştirdiğiniz zaman olaylar daha farklı gelişiyor. Mesela vapurdan denize baktığınızı düşünün. Denizde çöp görüyorsunuz. Aynı çöpe bir kaptan kamarasından, bir sahilden bir de uzaydan bakın. Hepsinde gözünüze ne kadar farklı görünür.
İşte, bize danışmaya gelen kişilere de o olaya kuşbakışı bakmalarını sağlıyoruz. Bu çok kolay olmuyor. Çünkü doğru ya da yanlış öğrendiğimiz her şey, tecrübelerimizi oluşturur.
Çocukluğumuzdan itibaren, "Hayır, yapamazsın", "Kahvaltını etmezsen derslerin iyi geçmez" gibi, günde 10 olumsuz ileti aldığınızı düşünün. Bir yılın sonunda 3600 olumsuz iletiyle dolu oluyorsunuz! 14 yaşına geldiğinizi düşünürsek kafanızda 48-50.000 tane olumsuz ileti olur. Bunları değiştirmek tabii ki güç oluyor. Öğrendiğimiz olumsuz şeylerin yerine olumlularını koymak çok önemli.. | |
| | | | Aşk acısı çekenler için soru ve cevaplar | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |