Kafkas daglarinin hürriyet günesi: Çeçenler
Su anda burnumuzun dibindeki Kafkasya'da insanlik disi bir soykirim devam ederken, Istanbul'da görüstügümüz Çeçen yetkililer, en çok milletimizin bu katliama olan ilgisizligi karsisinda üzüldüklerini ifade ettiler. Çeçen Cumhuriyeti Içkerya'nin Türkiye ve Ortadogu elçisi Isa Abzotov'un yardimcisi Lom Ali, Cebrail ve Canbulat beylerin verdikleri bilgilerden sonra tüylerimiz diken diken oldu.
Artik biliyoruz ki Ruslar, sivil halka karsi gözü dönmüs bir katliam uygulamaktadirlar. Gayeleri, baskent Caharkale'yi ele geçirmek degil, sivil halki bezdirerek Çeçen askerlerine karsi isyan etmelerini saglamak ve böylece kaleyi içten fethetmektir. Bunun için sivil hedefler top bataryalari, hava akinlari ve füzelerle acimasizca vurulmakta, mülteci konvoylarina bile saldirilmaktadir. Pazaryeri, dogumevi ve hastaneler de bu saldirilardan nasibini aldigi için katliamin boyutu daha da büyümektedir. Hastanelerdeki yatak sayisi giderek yetersiz hale gelmekte ve diger taraftan ilaç sikintisi bas göstermektedir. Ayrica zirhli birlikler ve helikopterler de bu katliama katilmakta, yeni gelistirilen birtakim silahlar denenmekte, kimyasal silahlar da kullanilarak soykirim bütün hiziyla sürdürülmektedir. Bazi bölgelerde evlerin yüzde 80'i yerle bir edilmis olup, sinirda bekleyen sivli halk açlik, soguk ve hastaliklarla karsi karsiya bulunmaktadir. Simdiden ölü sayisi 3 bin, yarali sayisi 10 bin civarindadir. Komsu Ingusetya, Dagistan ve Gürcistan'a siginan 350 bin mülteci, zor kis sartlarinda hayatta kalabilme mücadelesi vermektedir. Buna karsilik Rusya, bölgeye uzanan tüm insani yardimlari engellemektedir. Böylece bütün dünyanin gözü önünde bir insan haklari ayibi tüm kinamalara ragmen devam edip gitmektedir.
Çeçenler bizim kardesimizdir. Ana okulundaki çocuklarimiz bile folklörde Kafkas ekibinde yer alirlar. Seyh Samil'in kahramanlik destanini yediden yetmise herkes bilir. Samil siiri ve müzigi ise pop sarkilarimiza kadar girmistir. Çeçenlerle aramizda kültürel ve duygusal bir yakinlik vardir. Ülkemizde yasayan bes milyonu askin Kafkas kökenli vatandaslarimiz da gözönüne alindiginda, adeta onlarla et ve tirnak gibiyizdir.
Türkiye Cumhuriyeti, Kafkaslarla ilgili politikasini belirlerken bütün bu gerçekleri gözönünde bulundurmalidir. Ayrica unutulmamalidir ki, ülkemizin savunmasini Kars'tan degil Kafkasya'dan baslatmak çok daha gerçekçi ve akilli bir tutum olacaktir. Çeçenlere karsilik Rusya'nin PKK kartini ileriye sürmesi bizi zerre kadar etkilememelidir. Dogalgaz, ticari kaygi veya baska herhangi bir maddi kazanç da kaybedilenleri telafi etmeye yetmeyecektir. Bütün bunlar bir kenara, 500 yil kadar önce Ispanya'da zulüm gören Yahudilere kucak açan yüce milletimiz degil midir? Simdi Kafkaslar'daki bu soykirimi seyretmek bize yakisir mi? Türk hükümeti çok geç olmadan kendisinden beklenen adimlari atmali ve gerek dünya gerekse Moskova nezdindeki girisimlerini bir an önce baslatmalidir. Bir gün gelip insan haklarinin herkes için gerekebilecegi tüm dünyaya anlatilmalidir. Bu olumlu adimlari sabirsizlikla bekliyoruz.
Dost Çeçenlerin kahramanliklari yazmakla bitmez. Cephedeki askerler kanlarinin son damlasina kadar savasmaktadirlar. Yürüyebildikleri ve elleri silah tuttugu sürece vurusmaktadirlar. Hastanelerde ise sadece agir yaralilar yatmaktadir. Kisitli sayida olan yatak çok kiymetli oldugu için, biraz iyilesen askerler derhal cepheye dönmektedirler. Yeni muayene ettigim bir Çeçen'e, kafatasinin içinde kursun bulundugu için manyetik rezonans tetkiki yaptiramadik. Ayni sey bazen belinden yaralanan Çeçenler için de sözkonusu olmaktadir. Hatta gümrük kapilarindaki kontrol noktalarindan geçerken bu yigit gazilerin vücutlarinda mermi ve sarapnel parçalari gibi metal cisimler bulundugu için üzerindeki giysiler çikartilsa bile, yine alarm çalmakta, birtakim tirajikomik durumlar ortaya çikmaktadir.
Çeçenler hak ettikleri özgürlük ugruna ve Allah yolunda arslanlar gibi savasirken, Islam dünyasi ne yapmaktadir? Sadece seyretmektedir. Yaziklar olsun bize! Sonunda Islam aleminden ümidini kesen Çeçenistan Devlet Baskani Aslan Mashadov, Papa II. Jean Paul nezdinde Hiristiyan dünyasindan halkini yeni bir soykirimdan korumasi için yardim talep etti. Çünkü Ruslar, genç, ihtiyar, kadin, erkek, çoluk, çocuk demeden hiçbir kanun ve kural tanimaksizin sivil hedeflere saldirmakta ve vahsice bir soykirim uygulamaktadirlar.
Cephedeki Çeçen kahramanlar karsisinda aciz kalan Rus askerlerinin ancak uyusturucu kullanarak savasabildikleri belirtilmektedir. Uyusturucu alan askerler ise çok daha acimasiz ve insanlik disi katliamlari kolayca yapabilmektedirler.
Esasen Çeçenler, Kafkas daglarinin hürriyet günesidir. Bu günes, esir olan diger halklari da etkilemektedir. Menfaatleri icabi bu bölgeyi elinde tutmak isteyen Rusya ise, artik son kozlarini oynamaktadir. Hatta Moskova'da patlayan bombalarin Çeçenleri dünya kamuoyu karsisinda küçük düsürmek ve savasa mesruiyet kazandirmak isteyen Rus gizli servisinin isi oldugu artik bilinmektedir.
Tüm dünyanin gözü önünde haksiz, hukuksuz, kuralsiz ve uluslararasi anlasmalara aykiri bir savasi, daha dogrusu bir soykirimi sürdüren Rusya, er veya geç maglup olacaktir. Ancak bütün dünya ve özellikle de yüce milletimiz bu soykirima kayitsiz kalmamali, maddi ve manevi tüm destegini onurlu bir mücadele içindeki mazlum Çeçen halkina vermelidir.
Burada Kafkas kartali Seyh Samil'in kendisine makam, para ve daha pek çok menfaat karsiliginda savasi birakmasini teklif eden Rus Çarina, yaklasik 160 yil kadar önce bir sonbahar günü vermis oldugu tarihi cevabi bütün dünyaya, özellikle de Ruslara bir defa daha hatirlatmak istiyorum:
"Ona, Rus Çari'na söyleyin! Basinda bulundugum bu kahramanlarin kalplerinde köklesen zafer imani kökünden kazinmadikça ve en genç muhariplerimden en ihtiyar naiplerime kadar tek kursunlari ve tek kollari kalincaya dek bu mübarek vatani son dagina, son köyüne ve en son kaya parçasina kadar karis karis müdafaa etmekten beni hiçbir kuvvet men edemeyecektir. Bu ugurda bütün evlad u iyalimi kiliçtan geçirseniz, en son müridimi yok etseniz bile tek basima ve son nefesime kadar sizinle yine dövüsecegim. Son cevabim budur!"
Iste Çeçen'i de, Dagistanli'si da böyledir. Her biri birer Seyh Samil olmus, mücadele etmektedirler. Ne mutlu Ruslar'a ki, Çeçenler gibi asil düsmanlari var! Insanin hasmi dahi mert ve yigit olmali. "Cesur Yürek" filmini hep beraber seyrettik. Yüzyillar önce Iskoçya'da efsanevi bir hürriyet mücadelesi veren ve son nefesinde dahi "özgürlük, özgürlük!" diye haykiran William Wallace nasil hafizalardan silinmediyse, en az onun kadar mert, cesur, onurlu ve asil olan Çeçenler de hiçbir zaman unutulmayacaklardir.
Cahar Dudayev'in tutusturdugu hürriyet mesalesi sonsuza dek yanacaktir. Sehit de olsalar, yarali birer arslan gibi hayatta da kalsalar ne mutlu Çeçenlere!
Allah yardimcilari olsun.