En son konular | » Acilinden Kaciyorum ...Görüsmek Umudu Ile <---- ByeCuma Ara. 14, 2012 7:05 am tarafından AyMaRaLCaN» Bir Sarkisin Sen Cuma Ara. 14, 2012 7:03 am tarafından AyMaRaLCaN» MerHaba MerHaba :)Cuma Ara. 14, 2012 6:58 am tarafından AyMaRaLCaN» Azerbaycan Yemekleri,Azerbaycan Yemek Kültürü,Azerbaycan MutfağıCuma Ara. 14, 2012 6:49 am tarafından AyMaRaLCaN» ORHAN AFACAN SIIRLERI Tas Atan CocuklarCuma Kas. 30, 2012 7:48 am tarafından AyMaRaLCaN» Aşık Mahzuni Şerif - Bu Mezarda Bir Garip VarCuma Kas. 30, 2012 3:51 am tarafından AyMaRaLCaN» Aşık Mahzuni Şerif - Bizden Geriler (Gam Kasavet)Cuma Kas. 30, 2012 3:49 am tarafından AyMaRaLCaN» Aşık Mahzuni Şerif - Benim HayatımCuma Kas. 30, 2012 3:48 am tarafından AyMaRaLCaN» Aşık Mahzuni Şerif - Babasını (Bir Fakirin Hatırını)Cuma Kas. 30, 2012 3:46 am tarafından AyMaRaLCaN |
Istatistikler | Toplam 7 kayıtlı kullanıcımız var Son kaydolan kullanıcımız: AyBüke
Kullanıcılarımız toplam 28063 mesaj attılar bunda 19753 konu
|
Sosyal yer imi |
www.ay-maral-can.yetkin-forum.com
Sosyal bookmarking sitesinde adresi saklayın ve paylaşın |
|
akısı | |
| | TÜRK DESTANLARI | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
AyMaRaLCaN Admin
Üyelik tarihi : 11/06/08
Mesaj Sayısı : 12267
Rep Gücü : 29249
Rep Puani : 235
| Konu: TÜRK DESTANLARI C.tesi Tem. 21, 2012 4:30 am | |
| Bütün dünya edebiyatlarında olduğu gibi Türk Edebiyatının da ilk örnekleri destanlardır. Türk edebiyat geleneği içinde "destan" terimi birden fazla nazım şekli ve türü için kullanılmış ve kullanılmaktadır. Eski Türk Edebiyatı nazım şekillerinden mesnevilerin bir bölümü ve manzum hikâyeler, Anonim edebiyatta ve Âşık edebiyatında koşma veya mâni dörtlükleri ile yazılan veya söylenen ferdî, sosyal,tarihi, acıklı veya gülünç olayları tahkiye tekniği ile çeşitli uslûplarla aktaran nazım türüne ve bu yazıda ele alınan kâinatın, insanlığın, milletlerin yaradılışını , gelişimini, hayatta kalma mücadelelerini ve çeşitli olay ve nesnelerle ilgili sebeb açıklayan ve Batı Edebiyatında "epope" terimiyle anılan eserlerin tamamı da Türk edebiyatı geleneği içinde "destan" adı ile anılmaktadır.
Bütün dünya edebiyatlarının başlangıç eserleri olan destanlar, çeşitli konularda yaradılış hikâyeleri yanında, milletlerin hayatında büyük yankılar uyandırmış bir kahramanın veya tarih olayının millet muhayyilesinde ortak sembol ve ifadelerle zenginleştirilmiş uzun manzum hikayeleridir. Destanlar bütün bir milletin ortak mücadelesini ortak değerler, kurallar, anlamlar bütünlüğü içinde yorumladığı ve yaşatıldığı toplumun geçmişini ve geleceğini temsil ettiği için dünya edebiyatının en ülkücü eserleri olarak kabul edilirler. Destanlar her zaman tarihî gerçekleri doğru biçimde nakletmezler.
Destanlarda tarihi olay ve kahramanlar milletin ortak bilinçaltının, vicdanının istek, beklenti ,doğruları ve değerleri ile idealleştirilir, eski hatıralarla birleştirilerek tarihî gerçekmiş gibi anlatılırlar.Her milletin millî kimlik ve nitelikleri, ortak dünya görüşü , hatıra ve beklentileri yanında kusurları ve yanlışları da destanlarına yansır. Cihangirlik tutkusu, kuvvet, binicilik ve savaşcılık yanında verdiği sözde durma , acizlere ve mağluplara hoşgörü ile yaklaşma, yardımcı olma Türk destanlarında dile getirilen ortak değer ve kabullerdir. Türk destanları,kâinatın, insanın, kadının ve erkeğin yaradılışı, Türk milletinin doğuşu, çeşitli Türk devletlerinin kuruluş gelişme, çöküşleri, zafer ve yenilgileri gibi konularla beraber pek çok sebeb açıklayıcı efsaneyi de içinde barındırır. ilk örneklerinin manzum olduğu kabul edilen Türk destanlarından Kırgız Türkleri arasında yaşayan Manas destanı dışında bütünüyle günümüze gelebilen örnek bulunmamaktadır.Diğer Türk destanları çeşitli kaynaklarda özet, epizot, hatıra, kısaltılmış seçme metinler halinde bulunmaktadır.
Türk tarihine anahatlarıyla bakıldığında Türk hayatı fetihlerle başlamış ve yeni toprakları yurt edinerek gelişmiştir. ilk anayurt olan Orta Asya hiç bir zaman terkedilmemiştir. Türk halkları ilk anayurt olan Orta Asya'dan itibaren dünya coğrafyası üzerinde geniş alana yayılmış ve bugün yedi Türk cumhuriyetinde, pek çok özerk toplulukda ve çeşitli devletlerin idaresinde azınlık halinde yaşamaktadır. Türk kültürü de tarih ve coğrafyadaki çok boyutluluğa paralel olarak çeşitlenmiş farklı seviye ve birikimlerle zenginleşerek ve farklılaşarak ancak ilk kaynaktan gelen ortaklıklarını sürdürerek günümüze ulaşmıştır. Bu sebeble Türk destanları da tarihî ve coğrafî çok boyutluluğun getirdiği dil ve kültür dairelerine paralel olarak çeşitlenmiştir.
Prof. Dr. Umay Günay | |
| | | AyMaRaLCaN Admin
Üyelik tarihi : 11/06/08
Mesaj Sayısı : 12267
Rep Gücü : 29249
Rep Puani : 235
| Konu: Geri: TÜRK DESTANLARI C.tesi Tem. 21, 2012 4:31 am | |
| Ey Türk EY TÜRK, DESTANLARINI ÖĞREN !..
Destanlarımızı tam anlamı ile yazmaya kalksak inanın bir çok sayfalara sığdırmam mümkün değil. O nedenle öz olarak geçeceğim burada destanlarımızla ilgili konuyu.
Türk Destanları her devirde var olmuş ve edebiyatımızın temel taşını oluşturmaktadır. Hatta bütün dünya edebiyatlarında soyların yaşayışları destan olarak dile getirilmiş olup, bunun en güzel örneklerini biz Türkler vermişizdir. Şimdi tarihimize yansıyan ve bizim soy varlığımızın temelini oluşturan destanlarımıza bakacak olursak;
1. Altay - Yakut Dönemi a. Yaradılış Destanı 2. Sakalar Dönemi a. Alp Er Tunga Destanı b. Şu Destanı 3. Hun Dönemi a. Oğuz Kağan Destanı 4. Gök Türk Dönemi a. Bozkurt Destanı b. Ergenekon Destanı 5. Uygur Dönemi a. Türeyiş Destanı b. Göç Destanı
Türk Milletinin islamiyeti kabulünden sonraki destanları ise;
1. Karahanlı Dönemi | Satuk Buğra Han Destanı 2. Kazak - Kırgız Kültür Dâiresi | Manas Destanı 3. Türk-Moğol Kültür Dâiresi | Cengiz-name Destanı 4. Tatar - Kırım | Timur ve Edige Destanları 5. Selçuklu - Beylikler ve Osmanlı Dönemleri Destanları a. Seyid Battal Gazi Destanı b. Danişmend Gazi Destanı c. Köroğlu Destanı
Bu destanların en etkilileirnden olan DEDE KORKUT destanları, şanlı Türk milletine büyük hasletler kazandırmış, maneviyat kapılarını ardına kadar açmıştır. Çok önem verdiğimiz DEDE KORKUT destanları şöyledir;
Uşun Koca Oğlu Segrek Destanı Basatın Tepegözü Öldürdüğü Destanı Kazılık Koca Oğlu Yigenek Destanı Kanglı Koca Oğlu Kan Turalı Destanı Kam Pürenin Oğlu Bamsı Beyrek Destanı Dirse Han Oğlu Boğaç Han Destanı Duha Koca Oğlu Deli Dumrul Destanı İç Oğuza Dış Oğuz Asi Olup Beyreğin Öldüğü Destanı Salur Kazan Esir Olup Oğlu Uruz’un Çıkardığı Destan
Ve Türk milletinin Cumhuriyetimizin Kuruluşunda acı ve ızdıraplara yakılan destanımsı ağıtları ise ayrı bir yeri vardır tarihimizde...
Hiç bir ülkeye bu kadar destan yazmak nasip olmamıştır! Medeniyetin öncülüğünü yapan biz Türkler, yaşayışımızı destanlara vurarak köklü ve soylu bir milletin varlığını kitabelerde destanlaştırmıştır. Onbin yılı geçen şanlı tarihimizin bu günlere bize ışık tutmasına vesile olmuştur destanlarımız!..
Her destanımızın içeriğinde bir mana taşıyan ve milletimizin geçmişteki yaşayış, yayılış, medeniyetin öncülüğünü üstlenmesini ne büyük bir gurur olarak taşımak biz Türklerin övünç kaynağıdır. Milletinin gücünü ve büyüklüğünü unutmuş olanlara bu destanlarımızı öğretmek zorundayız!
Neredeyse ikiyüz seneyi geçen batılılaşma yobazlığına kapılıp kalan devlet idaremiz, kendine has değerlerin öğretilmesi gerekirken, zirzop kültürü beyinlerimize zorla kazımaları neticesinde kendimizi unutarak, aşagılanacağmız bir kültür bataklığına sürüklenip gittik...
Hani nerde kaldı o muhteşemliğimiz, başımız dik, alnımız açık dolaştığımız dünya?! Hala utançlık vesilesi olarak gördüğüm Avrupa kapılarında dilenci gibi dolaşıp, istemediğimiz halde zorla batı boyunduruğuna girmemize çalışan, Türk’e kin ve nefret duyguları ile hayatını bitirmiş bir papazın heykelinin altında yetkili şuursuzların imza koyarak bizi, haçlı salibin kucağına teslim etmeleri karşısında hiç bir hareket göstermeyen toplumumuzun ne kadar beyinlerinin yıkandığını ve sulandırıldığını gördükçe, tarihimdeki şanlı mazime baktıkça ağlamaktayım!.. Biz bu millet değildik! Çürümüşlük içinde ezilip kaldık!..
Yukarıda belirttiğim destanlarımızdan sadece yakın tarihimizin destanını yani, kurtuluş savaşımızın destanını ah bir okuyabilsek kendimize geleceğizde... Bize has hedeflere kilitlenip o şanlı tarihimizi yeniden yazacağız... İnşallah bizler sağ iken görürüz nasip etmişse Ulu Tanrım.
Dedim ya! Aah bir uyanabilsek abideleşmiş destanlarımızla... Bakın o zaman neler olacak dünyada. Nizamın,adaletin ve hukukun yeniden tesisini göreceğiz dünya insanlığı ile... Devletler ve milletler hakka, hukuka, adalette aç! Nere baksa, kime koşsa, kimin yanında yer alsa mazlum milletler, kan ve göz yaşına boğulmaktadırlar. İnsanlık katledilmektedir vicdanı kararmış cani devletler tarafından...
Neden her gün kan akıtılmaktadır dünyada?
Bizim varlığımız dumara uğratılmşta ondan!.. Bizi yok saydıklarından!
Türk milletinin soylu evlatları olarak ’EY TÜRK TİTRE VE KENDİNE DÖN’ Bilge Kağanımın sözünde dirilerek yirmibirinci yüzyılda yeni destanlar yazmaya ne dersiniz?
Mustafa Kemal’in öncülüğünde Çanakkale’de, Yemen’de, Anadolu’da yazdığımız destanları unutmadık. Hala şehitlerimin kanları sımsıcacık toprağımızın koynunda... Ve binlerce taze şehitlerimizin naaşları gözlerimizin önündeyken, Avrupa’ya, Amerika’ya ve bilmem hangi ülkeye uşaklık etmeye, onlara özenmeye meyledenlere LANETLER olsun!.. | |
| | | | TÜRK DESTANLARI | |
|
Similar topics | |
|
Similar topics | |
| |
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |