Bakmayın günümüzdeki insanların
çorak gibi görünmesine.. Bu millet, tarihinde öldükten sonra bile
hayatı ve eserleriyle “hoş bir sâdâ” bırakmış pek cok büyük insan
yetiştirdi..
Mesela Peygamberin övgüsüne mazhar olan Fatih Sultan Mehmed…
Şüphesiz Şehzade Mehmet’in kulağına Peygamber (as.)ın müjdesini ilk
fısıldayan iffet, şefkat ve basiret örneği annesi Hüma Hatundur. Oğlunu
karnında taşımaya başladığı andan itibaren Sünnet-i Seniyyye terbiyesi
vermiş, abdestsiz yere basmamış, besmelesiz emzirmemiştir. Mukaddes
hedefini ve asli vazifesini dem dem ruhuna nakşedenlerin başında o
gelir.
Müslümanın ezeli emeli, peygamber tebşiri İslambul’un oğlu tarafından
fetholunacağını sanki keşfen bilmiş, oğlunu fatih’e yaraşır tarzda
yetiştirmek için gerekli her şeyi yapmış, müstesna bir kabiliyeti
yetiştirip tarihe emanet eden mükemmel babası Sultan II.Muraddır.
Bir ev düşünün.. içinde yaşayanlardan hiçbiri
hiçbir sabah namazını kazaya bırakmıyor. Günün her saatinde kubbeleri
Kur’an tilavetinin insani vecde getiren ilahi terennümleriyle
yıkanıyor.. küçükten büyüğe herkes hayrat düşünüyor, iyilik konuşuyor. İşte Fatih’in evi..
Talebesinin ruhunu gergef gibi işlemiş, kozasını örmüş, nihayet
ipekböceğini kozasından çıkarıp uçmaya başlayınca, önünde tek bi hedef
olması için Fatih’i benzersiz bir hükümdar yapan Ak Şemseddin’den bahsetmeye bilmem gerek var mı?
İşte Fatih bu şartlar altında Fatih oldu.
Eğer imkanlarınız hatta dünyanızı aşan büyük hedefleriniz,kalıcı
emelleriniz varsa.. eğer sizi hedefinize ulaştırıp emellerinizi
gerçekleştirebilecek sabra, sebata, ihlas ve gayrete sahipseniz..
Ve eğer bu uğurda bazı çilelere, dertlere, yorgunluklara, güçlüklere
sıkıntılara katlanmayı göze alabiliyorsanız.. Rahmet tecelli eder ve
hedefinize ulaşırsınız.
Sihirli formül ise şu: insan + hedef + gayret = ZAFER
Ruhları şâd olsun ecdâdın…
alıntıdır..