AyMaRaLCaN Admin
Üyelik tarihi : 11/06/08
Mesaj Sayısı : 12267
Rep Gücü : 29249
Rep Puani : 235
| Konu: Öztürkçe Adların Manaları Perş. Nis. 01, 2010 3:16 am | |
| KEÇİG: 1- Geçit, köprü 2- Mutlu, sevinçli
KEÇİKLİĞ: Mutlu, sevinçli
KEÇİR: Bağışlayıcı, affedici
KEÇÜRGEN: Bağışlayıcı, affedici
KEDİMLİG: 1- Zırh, demir ağ 2- Giyimlik, giysi
KEKMEN: Olgun, ergin, ermiş
KELEŞ: Alımlı, yakışıklı, cıvan
KELEZTİ: Hayal, serap
KELGİN: Gelgin, suyu kabaran ırmak
KELİŞTÜ: Olgunluk, gelişim, suhulet
KELTEÇİ: Gelici, gelecek olan, halef
KEMEÇ: Asker, askeri görevli
KENÇEK: (Gençık, Genç)
KENÇLİYÜ: Oğuz beylerinin, özellikle güz kurultayların dan sonraki toy ve şölenlerde, kendi mallarını yağmalatıp, halka dağıtılması için kurdukları büyük sofra. Yağma sofrası
KENDÜZ: Nefs, can, ruh
KENEŞ: İstişare, müşavere
LENGEŞ: Keneş
KENGEŞLÜ: Danışık, anlaşık, dayanışmalı
KENDİL: Gönül, gönüllü, temiz yürekli
KENİ: (Kuni) Adaletli, adil, dengeli
KEPKE: Örnek, numune
KEPTİK: 1- Latif, şakacı 2- Eşit, müsavi
KERAMUN: Karaman, esmer tenli
KERAYET: Sahil, kıyı, plaj
KEREGÜ: Ev, çadır, barınak
KEREKLİ: Gerekli, elzem, ihtiyaç
KEREKTÜ: İhtiyaç, lüzum, zaruret
KEREKÜLÜG: Çadırlı, göçebe
KERELTİ: Tanıklık, şehadet
KEREN: Ulu, kebir, kadir
KEREŞ: Kiriş, yay kirişi
KERİ: 1- Eski, kadim, geride kalan 2- Germekten, gerilmiş, gergin
KERİNÇSİZ: Eşsiz,emsalsiz
KERKİ: Balta, nacak
KERKİT: Nacak
KERTÜK: (Kertik) 1- Ağaca bıçakla çizilen çizgi 2- yapay, suni
KESEN: 1- keskin, kesici 2- Bölüm, ara
KESİ: Keskin, kesen, kesici, sert
KESİK: Kesi, keskin
KESKİN: 1- Sert mizaçlı, asabi 2- Uç, ekstrem 3- Kesici
KEŞİKÇE: 1- Muhafız, koruyucu 2- Defa, sıra, adet
KEŞİKÇİ: 1- Israrlı 2- Nöbetçi
KET: 1- Darbe 2- Yılmaz, azimli, kararlı
KETÇİK: Darbecik
KETE: Ulu, büyük
KEYİK: Baht, mutluluk
KEZEGEN: Gezgin, çapkın
KEZGEN: Gezgin, çapkın
KEZGİÇ: Gezgin
KEZİK: Cesaret, atılganlık, cüret
KEZİR: (Kizir, keser) Cesur, cüretkar
KIBI: Keşif, buluş
KICIR: Öç duygusu, intikam
KICURGAN: Gösterişli, mağrur
KIDIK: Gedik, güdük
KIĞILCIM: Kıvılcım, şerare
KIĞITDUK: Davet, ikram
KILAĞI: Kılıç ve bıçakların bilendikten sonra ağız kısmında meydana gelen çizgi
KILAĞUZ: Kılavuz, rehber
KILAVUN: Düğün hediyesi
KILDI: 1- Yaratıcı, yapıcı 2- Etken, amil
KILGI: 1- İstem, irade 2- Yaratılmış, kılınmış
KILICI:Yaratıcı, yapıcı, halik, kadim
KILIÇ: (Kıl-Uç) Silah
KILIG: 1- yaradılış, huy, karakter 2- Beceri, iş, yapıcılık
KILIGLI: 1- İyi huylu, ahlaklı, görgülü 2- Becerikli, çalışkan, işgüzar
KILIN: 1- Huy, yaradılış 2- Naz, işve
KILINÇ:Kılınış, huy, karakter
KILIVAN: Hediye, bahşiş, ödül
KILUÇ: Kılıç
KIMAÇA: Engel, mania
KIMAR: Komar, homar, yakışıklı, cezb edici
KIMIRTU: Kıpırdanış, devinim, jest
KIMIZ: Ekşi, mayhoş anlamına gelen ve kısrak sütünden yapılan bir içki
KIMNA: Sürekli, daima, her zaman
KIN: 1- Silah muhafazası 2- Gayret, çalışma 3- Suç, cürüm, ayıp
KINAGU: 1- Ceza, cezalandırma 2- Çalışma, aktivite
KINAY: Aktif, çalışkan
KINCAL: İnce, narin, zayıf
KINÇAK: Bıçak kılıfı
KINGAL: İnce, narin
KINGIR: Metin, dayanıklı, sebatkar
KINIK: 1- Gayret, gayretli, çalışkan 2- Muhterem, şerefli, hakim
KIP: Baht, talih
KIPÇAK: 1- Merkezde kaçmış, uzaklaşmış ve bir otoriteye bağlı bulunmayan 2- Çayırlık, geniş toprak,sahipsiz boş ve geniş arazi 3- Ağaç kovuğu 4- Bahtı açık, talihli
KIR: 1- Kırmak...dan Kırış, kesiş, kırma, yarma eylemleri 2- Ak’a yakın kirli beyaz renk 3- mec. Olgunluk, tecrübe
KIRAÇ: 1- Kırlaşmış, kıra çalan, kır gibi 2- Kırıcı, kırık, yarık 3- Verimsiz toprak, yaşlı toprak
KIRAN: 1- Bozgun yapan, düşmanı yok eden 2- Dağ yamacı 3- Yön, kenar, kıyı
KIRAY: 1- Genç, delikanlı 2- Kıran, kan dökücü, vurguncu
KIRCA: Kıra çalan, ,kırlaşmış mec. Olgun, bilge
KIRCI: 1- Kırıcı, sert mizaçlı 2- Kenar, uç, sahil
KIRGI: 1- Kırım 2- Bir atmaca türü
KIRGIL: Kırık, üzgün, kırgın
KIRGIN: 1- Gönül kırgınlığı 2- Bozgun
KIRGIZ: 1- Kırgıncı, bozguncu, geçimsiz 2- Kırk/Uz 3- Numune, örnek
KIRICI: 1- Kıran, bölen, yaran mec. Sert mizaçlı, gönül kırıcı 2- Kenar, sahil
KIRIK: Kırılmış, bölünmüş
KIRIM: 1- Kırış, bozgun, katliam 2- Kırgınlık, küskünlük 3- Uç nokta, kenar
KIRIY: Sahil, kenar
KIRKIN: Bahşiş, hediye
KIRKLI: Eski, Şamanist gelenekten, bazı değişiklikler yada dinsel motiflerin de eklenmesiyle,
bugünlere kadar gelen bir inanca göre; gerçek anlamı “kırk ünlü ata ruhunun koruması altındaki kişi”
KIRMAN: Kırma yeri, Kırman, harman
KISIG: 1- Hapis, dar yer 2- Kısıtlı, bağımlı
KISIGLU: Hapis, mahpus, kıstırılmış
KISRIK: Utangaç, mahçup
KISTAVUL: Acele, aceleci, telaşlı
KIŞIL: Kışlık, kış için ayrılmış
KIŞLAK: Kışın kalınan yer, ez, kışlık ev
KITAY: 1- Çinliye benzeyen , Çinliye karışmış 2- Kutay
KIVANÇ: Gurur, kıvanma, sevinme, öğünme, mutlu olma, kendine güvenerek ve öğünerek
sevinme hali
KIVAM: Olgunluk,yeterlilik
KIVANDUK: Kıvançlı, mutlu
KIVIK: Ara, fasıla
KIVILCIM: Ateş parçası, şerare
KIVLIK: Kıvanç ve mutluluk nedeni
KIVRAK: 1- Kıvançlı 2- Hareketli, dayanıklı
KIVRIM: Hare, iltiva
KIYAK: 1- gaddar, acımasız 2- Kayak, kaydıraç 3- Çekicilik, cazibe
KIYAL: İmge
KIYAN: 1- Dağdan hızla akan sel suyu 2- Gaddar, acımasız, kıyıcı
KIYAT: Çekici, cazibeli
KIYGA: Zeki, çok akıllı
KIYGI: Zeka, deha
KIYIK: 1- Zeka, dahi 2- Çekici 3- Kaçak, kapçak
KIYIKSIZ: Kaçmaz, sözünden dönmez, düz
KIYIN: 1- Akit, sözleşme, anlaşma 2- Güç, kudret, otorite
KIYIŞKAN: 1- Sözünün eri, sözünde duran 2- Cesur, gözü pek
KIYMAÇ: Gamze
KIYNAK: 1- Ünlü, meşhur 2- pençe, kartal pençesi
KIYUK: 1- Mutluluk 2- Geyik
KIZARIK: 1- Kızıl, kızıllaşmış 2- kızgın
KIZGAN: Kızgın, kızışmış
KIZGIN: Kızıllaşmış, asabi
KIZI: Şiddet, asabiyet, kızama, kızgınlık
KIZIK: 1- Kızgın, asabi 2- Kısık, hapis
KIZIL: 1- Kırmızı, al 2- Altın 3- Kızmış, kızarmış, kızgın
KIZILALMA: birl. Kızıl/Elma
Olgun, kızarık elma anlamı, bir sembol ve imgedir. Ülkü’yü motivasyonu içerir. Bazen,
fethedilmesi gereken illeri ifade eder, çoğu kez ise bütün Türklerin, tek altında toplandığı devletin, “Birleşik Türk devletleri”nin imgesi
KIZILGU: Kızarmış, kızgın
T... Kırgızların, Mürdi oymağı, dip dedelerinden.
KIZILHAN: birl. Kızıl/Han
Şamanist gelenekte Tanrı sıfatlarından
KIZILOTAĞ: birl. Kızıl/Otağ
Kağan ya da Han’ların verdikleri, toy ve şölenlerde, kız çocuk sahiplerinin oturduğu, şeref tribünü
KIZIMTAY: birl. Kızım/Tay (Kızmaktan kızgınlık) Tay
KIZIRAK: (kızarık, kızrak) Nadir, ender rastlanan
KİÇİ: 1- Kişi, adam, insan 2- Küçük, minyon 3- Geçmiş, geçik, eski 4- Keçi
KİÇİCİK: 1- Kişicik, insancık 2- Küçük, minyon
KİÇİK: 1- Küçük, minyon, Geçik, geçmiş
KİÇİN: Zincir
KİÇKİ: 1- Eski, kadim 2- Kişi, insan
KİÇKİNE: (Giçgine) Geçkin, geçmiş kadim
KİDGÜ: Giyim, giysi, elbise
KİLÜKEN: Gülen, güleç, güleryüzlü, mütebessim
KİNDİK: Orta, odak, merkez
KİNEŞ: Şura, meşveret, kongre
KİRİŞ: Sinirden ve bağırsaktan yapılan sicim. Ok yayı olarak da kullanılır.
KİRTİ: Doğruluk, gerçekçilik
KİŞİLİK: Karakter, şahsiyet, insan olma özelliği
KİŞKEN: (Kiçgen) 1- Küçük, minyon 2- Geçen, geçmiş
KİÇKENTAY: birl. Kiçken/Tay ...minyon, minik
KİYE: Kut, talih, ululuk
KİYELİ: Mübarek, saygıdeğer, ulu
KİZEK: 1- Kesik 2- Nöbet 3- Seyran, gezinti
KİZİR: 1- Keser, kesici 2- Gever, gezgin 3- Atılgan, cesur
KOBRAT: (Kubrat) Derlemek, toparlamak, örgütlemek
KOBU: (Kovu) Buket, demet
KOBURCUK: Kabarcık, kabarık, kabadayı
KOCA: 1- Ulu, saygıdeğer, hürmete layık 2- Bilgili, tecrübeli, görüp geçirmiş 3- Gösterişli, azametli 4- Mert, düz, koç gibi
KOCABAŞ: birl. Koca/Baş ...Koruyucu, muhafız
KOCAMAN: 1- Akıllı, bilge 2- İriyarı, cüsseli, heybetli
KOÇ: Erkek koyun mec. Düz, mert, yüz yüze dövüşen, hilesiz, yiğit, dayanıklı, yılmaz
KOÇA: 1- Koç gibi..2- Kibar, centilmen
KOÇAK: Koç gibi, cesur yürekli
KOÇAN: 1- Centilmen, kibar 2- Koşan, koşucu
KOÇAŞ: Rehber, yol gösteren, önde giden
KOÇGAR: (Kaçgar,kaşgar) 1- Koç başı 2- Koç gibi, koç yiğit
KOÇİ: Koç gibi, koç yürekli
KOÇLUĞ Koçluk) Koç olacak kuzu
KOÇO: Kibar, mert..........Alinti | |
|