AyMaRaLCaN Admin
Üyelik tarihi : 11/06/08
Mesaj Sayısı : 12267
Rep Gücü : 29249
Rep Puani : 235
| Konu: Milli yiyeceğimiz YOĞURT Perş. Kas. 24, 2011 12:24 pm | |
| 'Yoğurt' kelimesinin Kaşgarlı Mahmut tarafından da Divan-ı Lügat'üt Türk'te kullanıldığı tespit edildi.
Yoğurdun öyküsü ve tarihçesi başlığıyla yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:"Bugün yoğurdun nasıl yapıldığını herkes az çok biliyor. Sütün yoğurt haline dönüşmesi için eski yoğurt maya görevi görüyor.
Peki insanlar sütü nasıl yoğurt haline getirdi? Yani yoğurtsuz yoğurt nasıl yapıldı?
Osmanlı İmparatorluğu döneminde saray mutfağının vazgeçilmez bir besin kaynağı olan yoğurt, Kanuni Sultan Süleyman Tarafından Fransa krallarından 1. Franseu ateşli ishal hastalığına yakalandığında, krala ilaç olarak gönderildi. Bakterileri öldürücü özelliği nedeniyle yoğurt 1. Franseu'yu kısa sürede iyileştirdi. Avrupa'da 1800'lü yıllarda tanınmaya başlayan milli yiyeceğimiz yoğurt, Amerika'da yaklaşık 70-80 yıl önce tanındı. 1900'lü yılların başında ise yoğurt ilaç olarak kabul edildi ve bir dönem eczanelerde pastörize olarak satıldı".
*
Yoğurt,sütün mayalanmasıyla oluşan beyaz koyu kıvamda süt ürünüdür.Tam yağlı ve yarım yağlı olarak ikiye ayrılır.Tam yağlı yoğurt daha makbuldur.En iyi yoğurt koyun ve manda sütünden yapılır.
ÖZELLİĞİ Yoğurt, midede kendi kendini sindirebilen tek gıda olarak bilinmekte ve verem ile şarbon dışında tifo, paratifo, difteri, dizanteri, kolera, tüberküloz, gibi 22 hastalığa ait mikrobu imha edebilmektedir.
TARİHÇESİ Yoğurdun ilk defa nasıl yapıldığına dair yeterli miktarda bilgi mevcut olmamakla beraber HZ. İbrahim'e melekler tarafından öğretildiğine bundan sonra babadan oğula sır haline intikal ettiğine dair rivayetlerde vardır. Eski Türkçe de yoğurt kelimesi bazen yoğurt bazen de yogrut şeklinde ancak 8. yüzyıldan sonraki metinlerde görülmektedir.Yoğurt kelimesinin geçtiği uygurca kelimeler taklamakan çölünün kuzey doğusuna düşen bu günkü tufan karahoca (eski adı Hoçu) civarında bulunmuştur. Gezegenlere sunulması gereken kurbanlara yemek olarak gelince güneşe; süt ve lapa, aya; yoğurtlu yemek, saturne; yeşil, kırmızı fasulye, ruhu gezegenine; susam yemeği ve ballı yemek sunulmaktadır. Kaşgârlı Mahmut tarafından 10 asırda yazılmış bulunan Divanı Lügatıt Türk ve balas gumlu Yusuf hacip tarafından Kutagu bilig adlı eserlerinde yoğurt kelimesine bugünkü anlamda rastlanmaktadır. Yoğurdun Avrupada yayılışıyla ilgili ilk bilgiye Fransız tıp tarihinde rastlanmaktadır. 16. Asırda Fransa krallarından 1. Fransua ateşli ishal hastalığına yakalanmıştır. Kralın doktorlarının bütün gayretlerine rağmen iyi edememişler. Kralın annesi Kanuni Sultan Süleyman'dan bir doktor istemiş. İstanbul'dan Fransaya gemi ile gönderilen Türk doktor birlikte götürdüğü keçinin sütünü sağıp yoğurt yaparak krala ilaç olarak yedirmiş kral kısa bir tedaviden sonra iyileşmiştir. Avrupa bihassa Amarikada yoğurda bulgar sütü adı verilmektedir. Bunun sebebi M.Grikoraff adında bir Bulgar doktorun 19. asrın sonunda İsviçre nin Geneve şehrinde yaptığı araştırmada yoğurttaki laktobacillus bulgaricus mikrobunu keşfetmesidir. Yoğurdun Avrupada esaslı olarak yayılması Pasteur enstitüsünde çalışan nobel ödülü almış bulunan Rus bakteriyolog Metchnökoff�un ileri sürdüğü fikir sağlanmıştır. Metchnökoff yoğurdun bağırsaklardaki kokutucu bakterileri öldürdüğü ve faliyetlerine mani olduğu için hayatı uzattığını ileri sürmüş ve misal olarak Kafkasya, Balkanlar ve Türkiye'deki uzun ömürlü insanların hep yoğurtla beslendiği belirtilmiştir. Avrupada bu suretle yayılan yoğurt Amerika'ya götürülmüştür. 1932 yılında Dr. J.M. Rosell kendi adı ile kurduğu enstitüde yoğurt kültürü yapmaya başlamıştır. Holywood sinema yıldızlarına beslenme uzmanı Dr. Gaylod Houser sağlık, gençlik ve güzelliğin muhafazası için yoğurt yenmesini tavsiye etmiş ve bu suretle yeni dünyada yoğut üretimi birden bire artmıştır. Eski dünyadan Asya ve Afrika�da yoğurdun yayılışı Türklerin görüşleriyle birlikte olmuştur. Hindistan, İran, Mısır, Lapant, İzlanda, İskandinavya ve Moğalistan bu arada anılabilir. Çin'de yoğurt yendiğini Marco Polo yazmaktadır | |
|